20 Eylül 2010 Pazartesi

Parkinson’un Belirtileri Ve Tedavi Yolları

Fransa Ulusal Sağlık ve Tıbbi Araştırma Enstitüsü uzmanları, Parkinson'a yakalananların beyinlerindeki doku bozulmalarının aynısının sindirim sisteminde de görüldüğünü belirledi.

552584_detay

Parkinson'a yakalananların beyinlerindeki doku bozulmalarının aynısının sindirim sisteminde de görüldüğünü belirlendi.

Kahvaltı Yapan Öğrenciler Başarılı Oluyor

Güne iyi bir kahvaltı yaparak başlayan öğrencilerin, böyle bir alışkanlığı olmayanlardan daha başarılı olduğu açıklandı. Uzmanlara göre, ideal kahvaltı mönüsünde peynir, yumurta ve birkaç dilim ekmek mutlaka bulunmalı.

552591_detay

Uzmanlara göre, ideal kahvaltı mönüsünde peynir, yumurta ve birkaç dilim ekmek mutlaka bulunmalı.

Dikkat Saç Ektirirken Sağlığınız Bozulabilir

Saç dökülmesi günümüzde en sık karşılaşılan fiziksel problemlerden birisidir. Saç dökülmesi genellikle erkeklerde görülüyor ve bu durum kişinin psikolojisini etkileyecek şekilde rahatsızlık verebiliyor.

Durumun ciddiyeti 'her 10 erkekten 7'sinin saçlarının döküldüğü istatistiğinden de anlaşılabiliyor.

Saçlarının dökülmesine canı sıkılan kişiler bu problemlerini çözmek için çözüm ararken doktor olmayan saç ekimi pazarlamacılarının ne yazık ki tezgahına düşüyor.

İnternette,apartman dairesinde hatta villalarda güzellik/saç ekimi tanımını kullanan saç ekimi pazarlamacılarının doktor olmadığı halde tv kanallarına çıkarak saç ekimi konusunda ahkam kesmeleri ve hastaların sağlıklarını tehlikeye düşürmeler bu işi iyi yapan plastik cerrahları,hastane ve cerrahi tıp merkezlerinin tepkilerine yol açıyor.

248_hairboy

Hastane, cerrahi tıp merkezi olmayan ve merdiven altı diye adlandırılan bu ehliyetsiz kişiler kişi ve kurumlar müşterilerine güven verici vaatleriyle kandırıyorlar.

Bilimsel olarak hiçbir geçerliliği bulunmayan garanti belgesi vermek de bu sahte ekiplerin hastaların iyi niyetini istismar etmelerinde kullandıkları bir diğer yöntem.

Saç ekimi cerrahi bir işlem olup,hastane ve cerrahi tıp merkezlerinde ameliyathane ortamında plastik cerrahi ekibi tarafından yapılması kanuni bir meburiyettir.

Saç ekimi; mevcut saç açıklığı medikal diğer yöntemlerle giderilemeyecek hastaların saçsızlık sorununu gidermeye dönük yapılan cerrahi bir işlemdir. FUT ve FUE diye adlandırılan iki farklı yöntemle yapılabilir.

Saç ekimi konusunda ayrıntılı bilgi edinmek isteyenler aşağıdaki linki kullanabilir veya Boğaziçi Tıp Merkezi'ne 0212 227 00 00 numaralı telefondan ulaşabilirler.

Hamilelikte Diş Çürümesi ve Tedavi Yöntemleri

Diş Eti Hastalıkları ve Cerrahisi Uzmanı Dr. Dt. Müge Tirali Türkkan hamilelikte ağız bakımıyla ilgili detaylı bilgiler verdi…

3_139201095338_20053

Hamilelik süresince diş hekimine gitmeli miyim?

Planlı bir hamilelik söz konusu ise öncesinde diş hekimi kontrolüne gidip varsa ağız problemlerinizi tedavi ettirmek en ideal davranıştır. Ancak bu durum her zaman mümkün olmamaktadır. 3 aylık kontrollerle diş taşı temizliği ve ağız bakımının yapılması tavsiye edilmektedir.

Hamilelik sürecinde ne zaman dişlerimi yaptırabilirim?

Hamilelik sürecinde en uygun zaman 2. trimester yani 3 ve 6. aylar arasıdır. Bu aylar dışında acil durumlar haricinde diş tedavilerinden kaçınılmalıdır. İlk aylarda stress kaynaklı düşük riski bulunmaktadır. Son 3 ayda ise hasta uzun süre yatay pozisyonda tedavi edilmemelidir. Ağrının eşlik ettiği acil durumlarda doğum uzmanı ile irtibat kurularak tedavi yapılmalıdır. Hamilelerin uzun ve acil olmayan tedavileri doğum sonrasına bırakılmalıdır.

Hamilelikte diş etleri neden kanar?

Hamilelikte görülen, genellikle 2. ayda başlayıp 8. ayda en üst düzeye çıkan diş eti kanamaları ve şişliklerinin nedeni hamilelik sırasında artan östrojen ve progesteron hormonlarıdır. İhmal edilen ağız bakımı ve diş taşlarının varlığında şikayetler artmaktadır. Ancak iyi ve düzenli yapılan ağız bakımı ve diş hekimi kontrolleri ile bu dönem sorunsuz atlatılabilmektedir.

Hamilelikte dişler neden çürüyor?

İnanılanın aksine hamilelikte diş çürüklerinin bebeğin kalsiyum ihtiyacıyla ilgisi yoktur. Diş çürümelerinin sebebi;

Hamilelikte yeme alışkanlığının değişmesi ve diş bakımının ihmal edilmesi.

Hamilelik süresince yenilenlerin miktarı ve sıklığı artmaktadır. Bu ölçüde ağız bakımının da arttırılması gerekmektedir. Özellikle yenilen yumuşak ve şekerli gıdalar diş yüzeyine yapışır; çürüklere ve diş eti kanamalarına sebebiyet verir. İlk aylarda artan yorgunluk ve uyku hali ile diş bakımının ihmal edilmesi diş kayıplarına neden olmaktadır.

İlk aylarda görülen kusma nedeniyle ağız asiditesinin artması.

Kustuktan hemen sonra dişler fırçalanmamalıdır. Ağız su ile çalkalanmalıdır. Ağızdaki mide asidi uzaklaştırılmalıdır. Aksi taktirde asidik ortamda yapılan fırçalama işlemi dişlerinize zarar verir.

Hormonal değişiklik sonucu kanayan diş etleri nedeniyle dişlerin fırçalanmasından kaçınılması.

Çoğu insan diş etlerinin kanaması karşısında dişlerini fırçalamaktan vazgeçer. Kanamanın kendilerinin verdiği zarardan kaynaklandığını düşünürler. Gerçek bunun tam aksidir. Kanamanın nedeni diş ve diş etleri arasına yerleşen yemek artıkları, diş taşları ve bakterilerdir.

Diş fırçalamasının durdurulması bu artıkların artmasına ve dolayısıyla kanamanın artmasına neden olmaktadır. Düzenli fırçalamanıza rağmen dişeti kanamanız devam ediyorsa diş hekiminize başvurup profesyonel temizlik yaptırmanız gerekmektedir.

Kalp Krizini Önlemek İçin Yeni İlaç Üretildi

Zaman'ın haberine göre, Lancet isimli dergide yayınlanan ve Avrupa Kardiyoloji Derneği'nin kongresinde kamuoyuna sunulan çalışmada, "Ticagrelor" isimli yeniilaçüzerinde son 6 yıldır uluslararası klinik deneylerin sürdüğünü söyleyen araştırmacılar, standart bir ilaç olan "clopidogrel" ile karşılaştırıldığında yeni ilacı alan hastalarda trombosit fonksiyonunun daha hızlı iyileştiğini kaydettiler.

552636_detay

İlacın yan etkisi olarak hastaların nefesinin kesilebildiğini kabul eden araştırmacılar, bunun akciğer ya da kalp fonksiyonu üzerinde herhangi bir zararlı etkiden kaynaklanmadığını açıkladılar. Geçen yıl tamamlanan klinik deneyde, bir ilacın kalp krizinden sonra 5 ölümden birini önlediği belirtildi.

Erkeklerde Çok Görülen Otizm Hastalığı

Otizmin, erkek çocuklarında daha sık görülmesinin X kromozomundaki bir genle bağlantılı olabileceği bildirildi.

İki binden fazla otizm hastasının gen haritasını inceleyen ve sonuçları otizm hastası olmayan kişilerinkiyle karşılaştıran Kanadalı bilim adamları, otizm hastası erkek çocuklarının yüzde 1'inde bu genin mutasyona uğradığını gördü. Mutasyona otizm hastası olmayan erkek çocuklarda rastlanmadı. Aynı mutasyona sahip otistik erkek çocuklarının kız kardeşlerinin ise mutasyondan etkilenmediği belirlendi.

552604_detay

Araştırmaya imza atanlardan Stephen Scherer, "yüzde 1'in birçok insan için çok düşük bir değer gibi görülebileceğini, ancak bu oranın, otizmle birçok genin bağlantılı olması nedeniyle bilim adamlarını heyecanlandırdığını ve onlar için önemli olduğunu" vurguladı.

Kız çocuklarında iki X kromozomunun bulunmasının kızları bu genin bozulmasına karşı daha iyi koruyabildiğini ifade eden bilim adamları, erkek çocukların anneden X, babadan Y kromozomu aldıklarını hatırlatarak, annenin değişime uğramış geni erkek bebeğe aktarması halinde bebeğin otizme yakalanma riskinin çok daha fazla olduğuna dikkati çektiler.

Sonuçları "Science Translational Medicine" dergisinde yayımlanan araştırmada bilim adamları, bu tespitin, hastalığın, risk grubundaki çocukların anne karnında çok daha önce belirlenmesinin yolunu açtığını belirttiler.

Bilim adamları, bir sonraki aşamada PTCHD1 geninin rolünü kesin olarak belirlemek ve otizme yol açan başka genleri bulmak istiyor.

Otizm, erkek çocuklarında kız çocuklarından 4 kat fazla görülüyor.

Pap- Smear Hakkında Bilinmeyen Herşey

Pap- smear, rahim ağzından alınan hücre örneklerinde kansere yol açabilecek değişiklikleri tespit eden bir tarama testidir.

552651_detay

Niçin yapılmalıdır?

Rahim ağzı hücrelerinde;

• Değişik ve anormallikleri ( kansere yol açabilen) tespit etmek

• Rahim ağzında enfeksiyon ve inflamsyonu tespit etmek

Rahim ağzı kanseri yavaş oluşan bir kanser olup, kanser olmadan uzun zaman önce smear testi ile bu anormallikler tespit edilebilir.

Smear yapılması bir risk taşır mı?

Hiçbir risk taşımaz.

İşlem öncesi dikkat edeceğiniz konular:

Adet döneminde smear aldırmayınız.

İşlemden 72 saat öncesinden itibaren vajinaya duş, jel veya krem kullanmayınız.

Son 24 saatta cinsel ilşkide bulunmayınız.

İşlem sırasında doktorunuza bunları iletiniz.

1- Adetliyseniz

2- Gebeyseniz

3- Önceki smearda problem varsa

4- Daha önce önce HPV veya cinsel yollabulaşan enfeksiyon geçirmişseniz

5- Cinsel aktif ve çok partnerliyseniz

6- Cerrahi, radyoterapi veya kemoterapi alıyorsanız

7- Horman ilacı doğum kontrol hapı alıyorsanız

Pap testi rutin pelvik muayene sırasında yapılır ve aneztezi gerektirmez.

İşlem nasıl yapılır?

Muayene masasında jinekolojik pozisyonda yattıktan sonra, spekülüm isimli muayene aleti nazikçe vajene yerleştirilerek, özel bir fırça yardımı ile rahim ağzında örnek alınır.

Fırça üzerindeki hücreler incelenmek için ya bir cam üzerine veya sıvı dolu bir şişeye aktarılır.

İşlem ne kadar sürer?

Pelvik muayene 5 dk civarında, PAP testi 2 dk civarında sürer.

Acı verir mi?

Ağrısızdır, bazen hastalar hafif bir rahatsızlık hissedebilirler.

Sonuçlar nasıl değerlendirilir?

Pap testi sonucu 2-3 gün içinde çıkar. Sonuç sizinle tartışılarak size anlatılır.

Eğer hücreler normalse, gelecek muayenede tekrar smear alınır.

Enfeksiyon varsa tedavi önerilir.

Eğer hücresel anomali tespitedilirse, kolpaskopi( fiberoptik ışık kaynağı içeren bir cihazdır vajina ve rahim ağzını mikroskop gibi büyüterek dokuların daha yakından görülmesini sağlar) veya biyopsi önerilebilir.

16 Eylül 2010 Perşembe

Suna Dumankaya - Güzel Görünmek İçin Doğal Bakım

Doğal malzemelerle hazırlanan pratik ve ekonomik güzellik reçeteleriyle tanınan güzellik uzmanı Suna Dumankaya, meslek sırlarını 'Doğal Güzelliğin Sırrı' adlı yeni kitabında topladı. Bitki bilimiyle, 100 yaşına kadar yaşayan anneannesi Fatma Öktem sayesinde tanışan Dumankaya, her yaşta bakımlı ve güzel olmayı sağlayacak 300 doğal formülü okurlarıyla paylaştı. İşte, o formüllerden bazıları…

img205

GÖĞÜS BÜYÜTMEK İÇİN DOĞAL ESTETİK
1 ayvanın çekirdeklerinin jölesi
1 yaprak aloe vera jeli
2 kahve fincanı ginseng
1 yumurtanın akı
2 çorba kaşığı tuzlu su Ayva çekirdeklerini bir kahve fincanı suda beş dakika kaynatın, 30 dakika bekletin, jöle gibi olur. Çekirdeklerini süzün. Sıvısına bir yaprak aloe vera jeli katın. Yumurta akını karıştırarak ilave edin. Tuzlu suyu da ekleyin. Ginsengi yavaş yavaş karıştırarak katın. Önce herhangi bir yağla göğsünüze masaj yapın. Daha sonra tülbendin içine elde ettiğiniz bu karışımı yerleştirin. Sutyeninizin içine koyun. En az altı saat kalması lazım. Bu karışım göğüslerinizi besler ve büyütür.

AĞIZ KOKUSUNA… MİS GİBİ BİR NEFES
750 gr. su
2 çubuk tarçın
1 çorba kaşığı karanfil Suya tarçın çubuklarını katın. İçine karanfili de ekleyin. Bu karışımı suyun ölçüsü 500 grama inene kadar kaynatın. Ardından çay gibi demleyip süzün. Her akşam dişlerinizi fırçaladıktan sonra ağzınızı bu suyla iyice çalkalayın. Karışımı cam bir şişe içinde, mutlaka soğuk bir yerde saklayın.

SAĞLIKLI SAÇ REÇETELERİ PARLATMAK İÇİN
1 tutam pazı
1 tutam defne yaprağı
750 gr. su
1 çorba kaşığı elma sirkesi Pazı ile defne yaprağını 5 dakika kaynatın. Demleyip süzün ve içine elma sirkesini ekleyin. Bu karışımı gece yatmadan önce temiz saçlarınıza sürün, sabah kalkınca şampuanla yıkayın. Saçlarınız parlaklaşacaktır.

DÖKÜLMEYE KARŞI
200 gr. sığır iliği
1 çorba kaşığı ısırgan tohumu yağı
1 çorba kaşığı defne tohumu yağı
1 çorba kaşığı çörek otu tohumu yağı Sığır iliğini 10 dakika haşlayıp süzün. Blendıra koyun, içine yağları da katıp karıştırın. Saç diplerine bir tatlı kaşığı bu karışımdan sürüp şampuanla yıkayın.

AYAK VE EL MASKELERİ YUMUŞAK AYAKLAR
1/2 kahve fincanı zeytinyağı ve badem yağı
Yarım limonun suyu
1 çorba kaşığı nane, susam yağı ve limon suyu Zeytinyağı, badem yağı ve limon suyunu karıştırıp ayaklarınıza sürün. Üzerini streç filmle sarıp pamuklu çorapla yatın. Sabah kalktığınızda ayaklarınıza nane yağı, susam yağı ve bir çorba kaşığı limon suyuyla hazırladığınız karışımla masaj yapın. Ayaklarınız yumuşacık gibi olacak.

PAMUK GİBİ ELLER
1/2 fincan zeytinyağı
1 adet limon
1 tatlı kaşığı mısır unu
1 tatlı kaşığı gliserin Zeytinyağı, yarım limonun suyu ve mısır ununu karıştırıp ellerinize sürün. Beş dakika bekletip ovarak çıkartın. Ilık suyla yıkayıp kurulayın. Başka bir kapta karıştırdığınız gliserin ve üç damla limon suyunu ellerinize sürüp naylon bir eldiven içinde 20 dakika bekletin. Elleriniz pamuk gibi olacak.

CİLDİ SAĞLAM TUTAN FORMÜLLER ELMALI KREM
(Tüm ciltlere)
200 gr. elma
500 gr. buğday yağı
30 gr. balmumu
10 gr. lanolin
100 gr. elma çiçeği Elmayı püre haline getirip çelik tavada ısıtın. Ayrı bir tencerede buğday yağı, balmumu, lanolini kıvama getirmek için karıştırarak ısıtın. Elma püresini de katın. Elma çiçeğini demleyip süzün. Karışımın içine azar azar katın. Hepsini tekrar ısıtıp süzgeçten geçirin. Krem kıvamına gelince cam kavanoza koyun. Her gün kullanın.

HAMUR MASKESİ
(Kuruyan ciltlere)
1/2 paket yaş maya
1 kahve fincanı süt
Alabildiği kadar un
4 çorba kaşığı zeytinyağı
1 kahve fincanı tahin Mayayı bir miktar suyun içinde eritin. İçine sütü ve alabildiği kadar unu ekleyin. Bu karışımın üzerini örtün ve kabarmasını bekleyin. Bu arada bir kabın içinde zeytinyağı ve tahini karıştırın. Hazırladığınız hamuru bu karışıma batırın. Hazırlanan maskeyi yüzünüze yayın ve 25 dakika bekletip çıkarın.

ERİKLİ TONİK
(Yağlı ciltlere)
4 tane olgun yeşil veya siyah erik
1 çorba kaşığı maden suyu
1 çay kaşığı lavanta yağı Eriklerin çekirdeklerini çıkardıktan sonra maden suyuyla birlikte mikserden geçirin. İyice karıştırıp içine lavanta yağını ilave edin. Bu karışımı temiz cildinize sürün ve 20 dakika bekletip durulayın. Bu toniği haftada en az iki kez uygulayın. Gece yüzünüzü taze limon suyuyla silin.

MİNERAL MASKESİ
(Tüm ciltlere)
1 yumurtanın akı
1 çorba kaşığı maydanoz suyu
1 çiğ patatesin suyu
2 çorba kaşığı soya unu
1 tatlı kaşığı üzüm çekirdeği yağı Maydanozla patatesi robottan geçirin. Çıkardığınız suyun içine yumurta akını çırparak koyun. Soya ununu katıp iyice karıştırın. En son üzüm çekirdeği yağını da katıp dekolteye kadar uygulayın. 20 dakika bekletip yıkayın.

Seksi Bacaklar İçin Sağlıklı Güzellik Egzersizleri

Protein eksikliğinden zayıflayan kaslarınızım yerini yağlar almaya başladı. Biraz kaslanmak ve yağlarınızı yakmak için hareket etmek. Bir step seansı sadece su atmanıza ve kafanızı boşalmanıza yarar. Yağlarınızı yakmak ve kaslanmak için yüzme ya da yürüyüş gibi daha uzun süreli ve dengeli sporlar yapılması gerekir. Böylece metabolizma enerjiye ihtiyaç duyacak ve yağları yakmaya başlar. Ancak dikkat edilecek noktalardan biri de spor yaparken midenizin boş olmalısıdır. Aksi takdirde organizmanız yağları değil vücudunuzdaki şekeri yakacaktır. Yürüyüş sırasında organizma 40 dakikadan sonra yağ yakmaya başladığından dolayı haftada 6 gün 30 dakika yürümektense, 3 gün 60 dakika yürümek gerekmektedir.

img234

BACAK SAĞLIĞI VE GÜZELLİĞİ İÇİN EGZERSİZLER

Güzel bacaklar olmadan giyilen kıyafetin ne önemi kalır ki? Bunun için mutlaka harika biçimli bacaklara sahip olmanız gerekmiyor. Bakımlı bacaklar da yeterince güzel ve dikkat çekici görünür.

GÜZEL VE BAKIMLI BACAKLAR İÇİN BESLENME

Dizlerin, baldırların ve ayak bileklerinin kalın ve dolgun oluşu, genellikle kalıtımsal faktörlere bağlı. Dolaşım sorunları veya şişmeler bu problemin daha da kötü boyutlara varmasına neden oluyor. Cosmotürk'ün haberine göre, ancak çok az bitkisel yağ ile bol miktarda lifli besin içeren, alkol ve tatlı tüketiminin sınırlı olduğu, vitaminler ve mineral tuzlar açısından zengin bir beslenme pek çok şeyi değiştirebilir. Taze meyve ve sebzenin de güzel bacaklara sahip olmak için şart olduğunu unutmayın. Bilinçli beslenmeyle selülitten kurtulup, biriken yağlarınızı yakabilir ve şişliklerin indiğini gözlerinizle görebilirsiniz.

GÜZEL VE BAKIMLI BACAKLAR İÇİN EGZERSİZ

Bacaklarınızı kuvvetlendirecek en iyi egzersiz seçenekleri; bisiklet, yürüyüş, koşma ve yüzme. Bu sporları düzenli olarak yaptığınızda bacaklarınızın biçimlendiğini fark edeceksiniz.

1- Yere uzanıp yan dönün. Ağırlığınızı poponuzla baldırınıza verin. Sol dizinizi kendinize çekin. Ayak tabanınız yere değmeli. Sağ bacağınızı iyice uzatın. Ayak parmaklarınız dışarıya bakmalı. Bacağınızı 10 kez aşağı yukarı hareket ettirip, diğer yanınıza dönün.

2- Yüzüstü uzanın, ellerinizi çenenizin altında birleştirin. Bacaklarınızı yukarıya kaldırın ve makas şeklinde hareket ettirin. Egzersizi 30 kez tekrarlayın.

Cilt Sarkmalarına Karşı Doğal Tedavi Yolları

Kadınların ilerleyen yaşlarda en büyük sorunlarından biri de yanaklarının sarkması. Estetik operasyon geçirmeden bu sorun nasıl çözülür? Suna Dumankaya bir okuyucunun buna ilişkin sorusunu yanıtladı…

Yanaklarım sarkmaya başladı. Estetik operasyonlara kendimi bildim bileli karşıyım. Yanaklarımın doğal bir yöntemle toparlanmasını istiyorum. Bana bu konuda yardımcı olabilirmisiniz? Nur D./İstanbul

546356_detay

Bir tatlı kaşığı yaşmaya, bir çay kaşığı taze sıkılmış ayva suyu ve bir çay kaşığı balı karıştırıp yüzünüze sürün. Yaklaşık 20 dakika boyunca bekletin. Yanaklarınız iyice gerildikten sonra yüzünüzü yıkayın. Ardından da yüzünüze cilt tipinize uygun bir nemlendirici kremsürün. Bu formülü haftada iki kez uygulamanız gerekiyor.

Göz Çevresi ve Göz Altı Morlukları Nasıl Geçer

Gözaltı ve çevresinin koyu renkli ve morumsu bir görünüme sahip olmasının kişinin yaşlı ve depresif görünmesine yol açtığını belirten Dr. **, "Kozmetik ürünler fayda sağlamaz, morluklar için en iyi tedavi yöntemi lazer ve basit bir ameliyat" dedi.

img

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Dr. **, göz çevresi morluklarına karşı bilgi vererek gözaltı morluklarından da kurtulmanın yöntemlerini açıkladı.

Dr. **, göz çevresi morluklarının genetik olduğunu ifade ederek, bu morlukların nasıl ortaya çıktığını şöyle anlattı: "Gözaltı morluğu olan kişilerin genellikle anne ve babalarında da bu vardır. Bazen ailede olmadan sadece hastada aniden ortaya çıkabilir. Açık tenlilerde olmakla beraber esmer tenlilerde daha sık rastlanan bir durumdur. Göz çevresindeki kan damarlarının cilde yakın olması, yada yağ torbalanması nedeniyle bu damarlarda dolaşımının iyi olmaması gibi nedenlerle kan toplanması sonucu görülebilir."

Gözaltı morluklarının stres, yorgunluk, uykusuzluk, sigara, alkol kullanımı ve botox uygulamaları ile oluşabileceğini ifade eden Battal, kozmetik ürünlere ilişkin ise, "Gözaltında ve göz çevresinde dolaşımı hızlandırıcı, hücreleri yenileyen kozmetik ürünler kullanmak morlukları biraz hafifletebilir ama ciddi bir fayda sağlamaz. Çoğunlukla hastayı oyalamaktan başka bir işe yaramaz" dedi.

Morluklar için en iyi tedavi yönteminin lazer tedavisi veya basit bir ameliyat olduğunu kaydeden Dr. *, gözaltı morluğu ameliyatlarına ilişkin ise şu bilgileri verdi: "Tedavi yöntemi hastaya göre seçilir. Hastanın durumuna göre bazen her ikisi birden uygulanarak bunlardan büyük oranda kurtulmak mümkündür. Uygulanacak tedavi hastadan hastaya değişmektedir. Bazı hastalara sadece lazer, bazılarına sadece ameliyat, bazılarına da her ikisini birden uygulamak gerekir. Ameliyatla torbalanmaya neden olan yağ dokuları yer değiştirilerek daha düzgün görünüm sağlanır. İyileşme 5-7 gün kadar sürer. Tam sonuç alınması birkaç ayı bulabilir. Sadece lazer yapılan hastalarda bazen birkaç seans tekrarlamak gerekebilir. Tedavi sırasında hasta kesin olarak güneşten uzak durmalıdır."

ANKA

G NOKTASI BÜYÜTME

Klitoris, cinsel ilişki esnasında kadınların en duyarlı yerlerinden biridir, bu yüzden en güçlü orgazm da klitorisin uyarılmasıyla ortaya çıkar. Kadının diğer cinsel olarak duyarlı bölgeleri memeler, meme uçları, iç dudaklar ve vajinadır. G noktası ise vajina içindeki en hassas bölgedir. Kadınların az bilinen cinsel sırlarından olan G noktası, geçtiğimiz yüzyılın en önemli keşiflerinden biri olarak görülüyor. Alman jinekolog Dr. Ernest Grafenberg tarafından adı konulan bu nokta, daha doğrusu bölgenin, orgazm açısından kadının en hassas bölgelerinden biri olduğu görüşü son yıllarda ağırlık kazanmaya başladı. Dr. Grafenberg, cinsel ilişki sırasında, bu bölgenin uyarıldığında kabardığını, bu şekilde kadının cinsel ilişkiden aldığı zevkin de arttığını keşfetti ve bu keşfini 1950 yılında International Journal of Sexology dergisinde yayınladı. Kadınların birçoğu bu noktadan vaginanın diğer bölümlerine oranla daha fazla zevk alırlar. G noktası, Alman seksolog Grafenberg tarafından ilk kez tarif edildiği için adına G noktası denilen ve kadının vajinasının yaklaşık 3-4 cm içerisinde, bazen elle fark edilebilen, süngersi bir his veren 1-2 cm çapında, diğer yerlerden daha sert hissedilebilen bir bölgedir. Ancak G noktasının yeri halen bir tartışma konusu. Çünkü G noktasının yeri kadından kadına da hafif farklılıklar gösterebilir. G noktası olarak adlandırılan anatomik bölge, kadınların büyük bir çoğunluğunda var ve bu bölgeye birkaç dakika boyunca aralıksız masaj yapıldığında süreç, çok yoğun bir orgazm ile sonuçlanır. Bu orgazmın, klitoral orgazmdan çok daha farklı ve daha yoğun olduğu ifade ediliyor. Her iki orgazm türünün beyinle sinirsel bağlantıları da farklıdır. G noktası olarak bilinen bölgenin uyarılabilmesi için, kadının cinsel yönden uyarılmış ve istekli olması gerekir, aksi takdirde bu bölgenin hassasiyetinde her zaman için artış olmayabilir. Cinsel ilişki öncesi G noktasının uyarılması hormonal metabolizmayı hareketlendirir, böylece beyinde yoğun bir şekilde cinsellik yaşanmaya başlar, kalp hızı artar, sıcaklık duygusu ve solunumun hızlanması gözlenir. Yani iyi ve kaliteli bir orgazmın arkasında anlayış, sabır ve uyum kadar G noktasının uyarılması da yatar. G noktası birkaç cm büyüklüğünde bir bölge ve bu bölgeden cinsel ilişki sırasında PDE-5 adlı bir protein salgılanır. Bu nedenle PDE-5 protein salgısı fazla ve skene bezleri ise büyük olan kadınlar daha kolay orgazm olurlar.

G noktası büyütme işleminin mantığı nedir?

Cinsel ikişki sırasında penis pozisyon gereği G noktasını daha az uyarır ve östrojen hormunun etkisi ile vajina tavanı kalınlaşır ise, bu durum G noktasının yavaş yavaş silinmesine ve dolayısıyla uyarılmasında azalmaya neden olur, zamanla da yavaş yavaş ortadan kaybolabilir. Bu gibi durumlarda G noktasının vajina içinde daha dolgun, daha kabarık, daha çıkıntılı hale getirilmesi, penisle olan sürtünmesini kuvvetlendireceği için, uyarılmasını da kolaylaştırarak cinsel ilişkiden alınan zevki daha da arttırır.

G noktası nasıl büyütülüyor?

ABD'de hızla yaygınlaşan ve yurdumuzda da uygulanmaya başlanan G shot yani G noktası büyütme işlemi, cinsel ilişkiden yeterince zevk alamayan ya da normal zevk alıp da daha fazla zevk almak isteyen tüm kadınlarda uygulanabilir. G noktası büyütme işlemi, lokal anestezi altında, G noktasının olduğu bölgeye dermal injeksiyon şeklinde uygulanır. Uygulama yaklaşık 10 dakika sürer ve hastanede yatmayı gerektirmez. G noktası büyütme işleminden hemen sonra normal hayatınızı sürdürmeye devam edebilirsiniz, hatta aynı günün akşamı cinsel ilişkiye girmeniz bile mümkün. G noktası büyütme işleminin etki süresi yaklaşık 6 ay kadar sürer. ABD'de yapılan bir çalışmada, G noktası büyütme işlemi uygulanan kadınların % 85′inin, uygulamadan yarar gördüğü tespit edilmiştir.

Op. Dr. H. Nazmi BAYÇIN

KASIK GERME ESTETİĞİ


Kadın cinsel organının üzerinde, sağ ve sol kasık çizgisinin arasında kalan üçgen şekilli bölgeye pubis adı verilir. Yaşlanmanın etkileri, vücudun her bölgesinde olduğu gibi doğal olarak kasık bölgesinde de ortaya çıkar. Genç bir kadında, kasık bölgesinin, çıplak olarak ayakta durduğunda diri ve gergin olarak görülmesi gerekir. Ancak kilo alıp vermenin etkileri, hamilelikler, yaşın ilerlemesine bağlı olarak yağ dokusunun zayıflaması bu bölgeyi de eski diriliğinden ve estetik görünümünden uzaklaştırır. Sonuç olarak yumuşak, gevşek, sarkık bir kasık görüntüsü ortaya çıkar. Bu durum sağlık açısından herhangi bir problem teşkil etmez, ancak çıplak haldeyken kasık estetiği görünümünü bozar ve göze hoş gelmeyen bir izlenim oluşturur. Bazı kadınlarda ileri derecede gevşeme ve sarkma olduğunda genital organların önünü de kapatacak kadar dahi sarkabilir.

KASIK GERME AMELİYATI

Estetik kasık germe ameliyatı kasıktaki gevşekliği ve sarkmayı gidermeye yönelik uygulanır. Bana bu konuda başvuran hastaların büyük bir kısmını 40 yaşın üzerinde kasık bölgesinde yaşlanmanın etkilerinin belirmeye başladığı ya da fazla miktarda kilo alıp vermeye bağlı kasıkları gevşeyen bayanlar oluşturuyor. Kasık germe ameliyatını mutlaka uygun donanıma sahip bir hastanede ve genel anestezi altında yapmak gerekir. Kasık germe ameliyatı süresi yaklaşık 1 saatir. Ben sezaryen yapılan bölgeden deriyi kesiyorum, kasık bölgesinde fazlalık olan deri ve yağları çıkarıp aşağıda kalan deriyi yukarı doğru gerdirerek tekrar dikiyorum. Fazlalık olan deri ve deri altı dokular çıkarıp tekrar dikince gençlik yaşlarındaki gergin ve diri estetik görünümü tekrar kazanmış oluyorsunuz. Ben estetik kasık germe ameliyatında kendi kendine eriyen dikişler kullanıyorum, böylece dikişleri aldırma zahmeti ve stresi çekmiyorsunuz. Geride sezaryen izi şeklinde bir ameliyat izi kalıyor. Aynı gün ya da 1 gün sonra evinize dönebilirsiniz. Fazla ağrı verici bir ameliyat değildir, ameliyattan sonra hissedilebilecek hafif ağrı, ağrı kesici ilaçlar ile rahatlıkla kontrol edilebilir, bu yüzden pek ağrı şikayetiniz olmaz. Ameliyattan birkaç gün sonra da normal hayatınızı sürdürmeye başlayacak derecede iyileşmiş olursunuz. Kasık bölgesinde sarkmayla birlikte karın bölgesinin sarkması da varsa estetik karın germe ameliyatı yapıldığında hem pubisteki sarkma, hem karın bölgesindeki sarkma düzelir, böylece hem karın hem kasık bölgesinin gerginliği ve estetiği kazanmış olursunuz.

Estetik kasık germe operasyonu size özgüveninizi kazandırarak, çıplak kaldığınız özel anlarınızda kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.

Op.Dr.H.Nazmi BAYÇIN

Selülit Giderici Kremler ve Kafein

Hep kahvenin yahut kafein bulunan gıdaların selülit yaptığına dair söylentiler döner durur. Ama selülit giderici kremlerin içinde kafein bulunduğunu biliyor musunuz? İşte güzelliğinize güzellik katacak küçük ama önemli ipuçları..

img152

SELÜLİT İÇİN KAFEİN

Selülitle başınız dertteyse, selülitli bölgeye limon ya da greyfurt yağıyla masaj yapın veya yaptırın. Ancak ondan daha ilginç bir önerimiz daha var size. Piyasadaki selülit kremlerinin hepsinin içeriğinde kafein olduğunu biliyor muydunuz? Duş yaptığınız sırada, bir fincan ılık, kafeinli granül kahveyle selülitli bölgeye sıkı bir masaj yapın. Farkı hemen farkedeceksiniz.

img153

AKNELER İÇİN

Evde biraz sütle mayaladığınız doğal yoğurdu aknelerinizin üzerine sürün. Birkaç dakika bekledikten sonra bir parça pamukla silin. Ertesi gün akneden eser kalmadığını göreceksiniz.

img154

TONİĞİNİZİ KENDİNİZ YAPIN

Kendi toniğinizi kendiniz yapın. Bir çay bardağı içme suyunun içine iki damla mentol ya da lavanta esansı damlattıktan sonra buzdolabında soğutun. Bir parça pamukla yüzünüze uygulayın. Gözle görülür bir canlanma hissedeceksiniz.

SAÇLARINIZ İÇİN MUZ

Kuru saçları nemlendirmek ve canlandırmak için olgun bir muzu iyice ezin. Bir ay kaşığı bademyağıyla karıştırıp saçınıza friksiyon yaparak uygulayın. 20 dakika beklettikten sonra durulayın. Sonuca inanamayacaksınız. Saçı yağlı olanlara da bir tavsiyemiz var; aloe vera içeren bir parça saç jölesiyle aynı miktarda şampuanı karıştırın. Karışıma bir çorba kaşığı limon suyu katıp saçınıza uygulayın. En az iki haftada bir bu maskeyi yapın; saçınızın yağ oranı normale dönecek.

CİLDİNİZ VE TIRNAKLARINIZ İÇİN

İçebildiğiniz kadar su için. Cilt bakımı ve sağlıklı saç ve tırnaklar için su içmek şart. Günde en az sekiz bardak su vücuttaki toksinlerin atılmasını sağlıyor. Su aynı zamanda diyet listelerinin de vazgeçilmez ögesi.

SAĞLIKLI VE GÜZEL DİŞLER İÇİN

Sağlıklı ve güzel dişlere sahip olabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken tek şey, bir miktar sodayla hidrojen-peroksidi karıştırıp haftada bir kez bu karışımla dişlerinizi fırçalamak. Diş ve dişetlerindeki bakteri ve plaklara yaşam şansı tanımayacaksınız böylece.

Cosmotürk

11 Eylül 2010 Cumartesi

Zayıflar için beslenme önerileri

Öncelikle kilo durumunuzu doğru bir şekilde saptamanız gerekir, bunun için birçok web sayfasındaki hesaplama araçlarından yararlanabilirsiniz. Bu hesaba göre zayıf olduğunuz saptandı ise ve hekim tarafından başka bir rahatsızlığınız olmadığı size söylendi ise burada yazılanlar sizin içindir.

Şişmanlık özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde önemli bir problemdir ve hemen tüm yazılı ve görsel medya araçları zaman zaman insanların zayıflamasına yardımcı olacağını iddia ettikleri yöntemlerden ve diyetlerden bahsederler.

Ancak ne yazık ki toplumun az bir kısmını ilgilendiren zayıflık problemi konusunda yeterli çaba harcanmamaktadır. Bununla birlikte zayıf insanların sağlıklı bir şekilde kilo almaları sanıldığı kadar kolay bir olay da değildir. Bol miktarda kızartma, hamurişi, tatlı gibi bol kalorili şeyleri gün boyu yiyerek sağlıklı bir şekilde kilo alamazsınız, tüm temel besin maddelerinden yeterli ve dengeli düzeyde almanız gerekir.

Sebze ve meyvelerden her gün 5 porsiyon yememiz gerekir. Bunlar doğal olmalıdır, yani dondurulmuş veya konserve olmamalıdır. Sebze ve meyvelerde bulunan antioksidanlar sizi hayat boyu bir çok rahatsızlıktan ve kanserden koruyacaktır.

Süt ve süt ürünleri, özellikle kalsiyum, protein ve vitamin açısından son derece zengin besinlerdir; bunun yanı sıra süt içerek aldığınız kalori miktarını en kolay şekilde artırabilirsiniz. Eğer "sütü sevmiyorum" diyorsanız içerisine bir kaşık meyve püresi, meyveli yoğurt gibi şeyler katın. Eğer bol miktarda süt içmeye karar verdiyseniz, az yağlı sütü tercih edin aksi takdirde vücuttaki yağ dengeniz bozulabilir. Süt ürünlerinde de özellikle az yağlı peyniri bol miktarda tüketebilirsiniz.

Kanınızla ilgili herhangi bir problem yaşamamak için her gün iki porsiyon et (kırmızı, balık, tavuk) tüketin. Et demir içeriği açısından en zengin besindir. Ancak iki porsiyondan daha fazla et tüketmeyin. Et yerine yumurta, kuru baklagiller yiyebilirsiniz. Ancak salam, sosis, sucuk, hamburger gibi yağlı ve bol kalorili yiyecekleri en az düzeyde tüketin.

Ara öğünleriniz olsun, bu kilo almanıza yardımcı olur. Ancak yine bu öğünlerde bol kalorili, yağlı ve şekerli yiyecekleri az yüketin. Belki de en önemlileri; öğün atlamayın, iştahlı ve göz zevkinize hitap edecek şekilde yiyeceklerinizi hazırlayın, yerken zevk almaya çalışın ve mutlaka düzenli olarak egzersiz yapmayı hayatınızın bir parçası haline getirin.

ÇOK ZAYIFLAR İÇİN ÖNERİZ

  • Yiyeceklerinizi seçerken bol kalorili olmalarına dikkat edin.
  • Günde 4-6 öğün yemek yiyin (hepsi de bol kalorili)
  • Bol karbonhidrat ve protein alın. Ancak unutmayın kalorinizin çoğunluğunu daima karbonhidratlar oluşturmalıdır, proteinler değil.
  • Su için. Şişmanlara sorun, su içsek yarıyor diyeceklerdir, gerçekten de su besinlerin kullanılabilmesi için temel bir besin maddesidir ve kilo kazanmak istiyorsanız bol miktarda içmelisiniz.
  • Geceleri yatmadan 2-3 saat önce yemek yiyin. Böylece kaloriniz az harcanacaktır.
  • Yo-Yo diyeti uygulayın. Bu en iyi kilo alma yöntemlerinden birisidir. 4 gün boyunca yüksek kalorili bir diyet yapın, sonra 3 gün süresince daha çok kalori içeren yiyecekler yiyin. Bu durum zayıflamak isteyen şişmanların başına sık sık gelen bir durumdur. Zayıflamak için diyet uygularlarken, birden kendilerini kaybedip daha çok yemeye başlarlar, ancak siz bunu bilinçli yapacaksınız.
  • Biraz daha fazla sodyum alın. Bu vücudunuzun suyu tutmasını sağlayacaktır. Bu durum da zamanla kas miktarınızın artmasına neden olacaktır.
  • Kırmızı et diğer etlere göre daha fazla kilo almanıza neden olur. Ancak bunu sürekli olarak tüketmeyin, arada başka protein kaynakları da tüketin.
  • Protein ve aminoasit içeren içecekler için, bunlar eczanelerden bulunabilir. Ayrıca bu amaçla sütün içerisine blendırda parçalanmış hurma koyarak içebilirsiniz.
  • Yiyin ve istirahat edin.
  • İştah artırıcı bitkileri deneyin.

Biçimli Kalçalar İçin Egzersiz Tavsiyeleri

Kalçanızı eritmek için öncelikle vücudunuzu toksinlerden arındırın. Bunun için bol bol sıvı tüketin. Zehirli maddeler vücuttan dışarıya atılmazsa, vücut daha fazla su toplar ve şişer.

Bunun sonucunda da başınız ağrır, kabızlık çeker ve kendinizi yorgun hissedersiniz. Tuzdan ve tuz içeren besinlerden uzak durun. Bu bölgenizdeki kan dolaşımını hızlandırmak için haftada en az iki kez kalçanızı fırçalayın.

cow5aeh41

Kalçalarınızdaki kasları düzenli şekilde egzersiz yaparak güçlendirebilirsiniz. Ancak yayvan bir kalçayı, egzersiz yaparak bile dar bir şekle sokamazsınız. Egzersiz yaparak sadece fazla yağlarınızı eritebilir ve kalçanızı küçültebilirsiniz.

Basen eritmek çok kolaydır, sizinde bildiğiniz gibi vücudumuz da en büyük kas içeren yerlerden birisi kalçalarımız. Bunun yanı sıra en kolay kilo almaya müsait bölgemiz de kalçamız. Çünkü bu bölgemizde yağ dokusu daha fazla olduğundan, kan dolaşımımız daha yavaş kaslarımızda daha yumuşak ve oldukça gevşemeye müsaittir.

Yere sırt üstü uzanarak kalçanızı 10 kere kaldırıp indirin. Daha sonra yukarıda 10 saniye kadar tutun. Bu hareketi 4 kez tekrarlayın. Bunun dışında yüzme, yürüyüş özellikle de bisiklete binmek de kalçalar için önerilen egzersizler arasında yer alıyor.

Masaj kalçalar için de çok yararlı. Piyasada satılan masaj aletleri ile yapabileceğiniz gibi suyla da masaj yapabilirsiniz. Özellikle soğuk suyun basıncı kalçalarınızın sıkılaşması için ideal. Tuzdan ve çok tuzlu yiyeceklerden uzak durun.

Adaleli Kas Çalışma


Kas olarak kütle inşa etmek istiyorsanız kuvvetinizi artırmanız gerekiyor .Bu kadar
basit ! Ağır kilolara girmediğiniz sürece iri kollara , devasa bir sırta , kalın
bir göğüse ya da kütleli bacaklara sahip olamazsınız . Biliyorum şüphesiz bu
dediklerim kimseye yeni bir şeymiş gibi gelmeyecek . Buna rağmen her ne kadar
apaçık ortada bile olsa bir çok kişi (sadece başlangıç seviyesinde olanlar
değil) güç antrenmanlarını önemsememekte ve her başarılı geçen antrenmanlarında
ağırlık artırımına nadir olarak gitmekte . Kas miktarında önemli miktarda artış
elde etmek istiyorsanız , temel(compound hareketler) kütle inşa eden
hareketlerde daha güçlü olmalısınız .

Beni sürekli olarak şaşırtan şey ne kadar çok neofit(başlangıç seviyesinde
olanlar) , başlangıç seviyelerindekilere yakın olanlar ve gelişimde yetersiz
kalmış diğer vücutçuların sadece vücudun bir bölgesini hedef alan özel
programlara dalarak umutsuzca çabalarla iri kollar inşa etmeye çalışmaları
..Onları büyük kollar istedikleri için suçlamıyorum ama bu yöndeki yaklaşım
tarzları kusurlu . Squatta kendi vücut ağırlığının 1.5 katını 20 tekrarla
kaldırmaktan uzak tipik bir vücutçu için , kola özel program uygulamak
baştanbaşa uygunsuzl ve gereksizdir .

Vücut ağırlığının 1.5 katını 20 tekrarla kaldırma ile sağlanacak kuvvet ve
gösterilen gelişim sizin biceps ve triceps(arka kol) antrenmanlarında
odaklandığınız izole harekegtlere oranla daha fazla iri kollar inşa etmenizi
sağlayacaktır . Her ne kadar squat öncelikli olarak bir bacak hareketi olsa da ,
bu hareket vücudun geri kalanına etki eden ve vücudun geri kalanını uyaran bir
harekettir . Ama daha da önemlisi eğer squatta önemli ağırlıkların altına
girebiliyorsanız , bu durum vücudunuzun geri kalanının da düzenli bir şekilde
büyümesini sağlar .Vücudun 1.5 katı kadar ağırlıkla squatta ağırlık
kaldırabilmek ama buna rağmen üst vücutta büyük oranda kas bulundurmamak nadir
görülebilecek bir durumdur .

Üst vücut gelişimi için sadece kolları çalıştırmak ve squat çalışmanın yeterli
olmayacağını söylemeye gerek yok sanırım . Hala vücudunuzun diğer kalan bütün
bölgelerini çalıştırmaya devam edeceksiniz ama bacaklarınızı , kalçalarınızı ve
sırtınızı geliştiren hareketler olan squat , deadliftlere ve sırtta row(çekiş)
hareketlerine daha çok odaklanmalısınız . Bir kere güç gerektiren hareketlerde
usta olduysanız ve bu hareketlerde etkileyici ağırlıkların altına
girebiliyorsanız , kazanacağınız kuvvet ve kas sizin kol,omuz ve göğüs
hareketlerinde inanılmaz ağırlıkları kaldırmanızı sağlayacaktır .

Ziyaret ettiğim ve ya antrenman yaptığım her salonda sayısız miktardaki çocuklar
bu düzenden şiddetli bir şekilde kaçarak , idollerinin sahip oldukları kollara
sahip olabilmek için çabalarken daha çok kol hareketlerini üstün tutuyorlar .
70'lerde Arnold'ın, 80'lerde Robby Robinson'ın kolları gözde kollar idi ve şu
anda gözde olan kollar ise Coleman'ın kolları . Maalesef ki bu saydığım üç
vücutçu da diğer tepedeki vücutçular gibi ortalamanın üzerinde olan
ağırlıkçılardan uzak ara daha ağır kilolarla çalışarak kol gelişimi
sağlamışlardır .Ama kol ölçüsünde artış sağlayabilmeniz mümkün . Bununla
birlikte bu vücut geliştiricilere görüntü olarak yakından uzağa benzemeyen genç
vücutçular gelişim sağlayabilmek için denemelere girişebiliyor . Dar omuzlar ile
birleşen zayıf kollar dar göğüsler ile sabitlenmiş ve narin bir sırta bağlanmış
ve sıska bacaklara sahip olan kişiler sadece bir bölgeyi hedef alan özel
programlar uygulamak zorunda değillerdir .

ÖNCELİKLER

Vücudun her bir yapısının etkileyici bir görünüme sahip olmadığı bir durumda
vücudun her bir bölümünde hacim olarak önemli bir artış meydana getirmek için
uyarmaya çalışmak için , vücut geliştirmenin üstünü-altını , içini-dışını ve
önünü-arkasını bilmek gerekir .

Tipik bir vücut geliştirmeci basit bir şekilde uyluk , kalça,sırt gibi
bölgelerinde dikkate değer miktarda kas miktarına inşa etmedikçe kollarda ,
kalfta ,omuzlarda , göğüste ve ensede önemli miktarda kas inşa etmeyeceğini
bilmez . Basit bir şekilde söylemek gerekirse – ilaçlardan uzak duran tipik bir
vücut geliştirmeci büyük bölgeleri güçlü olmadığı sürece küçük bölgelerine hacim
bakımından fazla bir şey ekleyemez .

Uyluk , kalça,sırt gibi bölgelerden gelen önemli bir kütle gayret etkisi
bulunmakta . Biceps ,triceps(arka kol) gibi küçük kas gruplarındaki büyüme büyük
bölgelerdeki ölçü bakımından gelen büyümeyle orantılı olarak ilerleyecektir . Bu
her şeyi bir yana koyup sadece büyük ve güçlü uyluklara , kalçalara ve üst
vücudu tetikleyen yapıya sahip olun demek değildir . Bundan uzak durun . Bench
press , baş üstü pres (military press,Dumbbell press gibi)ve bazı tür çekiş (row)
,pulldown (aşağı çekiş) gibi hareketlerin yanında , squat ve deadliftlerde ağır
çalışın anlamındadır . Daha sonra çalışmanıza bir miktar izole curl hareketleri
, calf raises ve ense çalışması ekleyebilirsiniz .

SÜRÜCÜ

Küçük bölgelerdeki ilerlemeyi yürüten ana motor büyük bölgelerde meydana gelen
ilerlemedir . Eğer uyluk ve sırtta hafif çalışırsanız , genel olarak söylemek
gerekirse diğer tür hareketlerle kütle kazanımı bakımından güçlük çekersiniz .

Bütün bunlar sadece squat , deadlift ve üst sırt hareketleri yapın demek değil ,
üst vücut press hareketlerine ek olarak yapın demek. Bu tür birkaç hareketi
içeren limitli bir program vücudun tamamı için etkili kazanımlar getirmekle
beraber , yıldan yıla uygulanacak bir program değil . Kısaltılmış çalışma
rutinleri kütle kazanımı bakımından ve diğer genişletilmiş rutinlere oranlara
oranla iyi bir altyapı oluşturması bakımından mükemmeldir .

Hatırlayalım uyluk , kalça ve sırt yapısı başta gelir ve diğer hareketler için
motor görevi görürler . Diğer hareketler , hedeflerinde ne kadar önemli olsalar
da , motor görevi gören bu takıma oranla yolcu vazifesi görürler .

BÜYÜK KOLLAR

Büyük kollara sahip olmak için , kendinize kolları da ihmal etmeyen bacak ,uyluk
ve sırt yapılarına odaklanan basit bir program yapın . Squat yeteneğiniz
arttıkça , tekrarlar bakımından misal kilo bakımından 100 pound (45.4 kg.) artış
sağlayabildiğinizde curl hareketlerindeki kilo bakımından artış 30 pound
civarına kadar çıkacaktır ya da bu artışı elde edebilmek için curl
hareketlerinde ağır çalışacaksınız . Bu artış sizin bicepslerinize ölçü
ekleyecektir . Squat hareketinde 100 pound eklerken bench pres hareketinde
tekrarlar bakımından 50-70 pound ekleyebileceksiniz . Bu arka kollarınızda ölçü
almanızı sağlayacaktır .

Eğer üst kollarınıza birkaç inch(7 – 8 cm ). eklemek bakımından ümitsiz bir
durumdaysanız , kollarınız vücudunuzun geri kalanına oranla geride olmadıkça
kullandığınız ağırlıklara 30 pound(13-14 kilo) ya da daha fazlasını eklemek
zorundasınız .Vücut ağırlığınız 130,140,150,160 hatta 170(76-77 kg.) pound
olduğunda aklınıza 17 inch (42-43 cm.) ya da 16 inch (40 cm.) kolları getirmeyin
.. Sadece sayılı kişiler büyük bir vücuda sahip olmadan büyük kollara sahip
olabilir . Siz muhtemelen bu istisnaların dışındasınız .

Birkaç squat , deadlift ya da bench press ile birlikte yapılan 15 set kol kası
hareketi ve 15 set izole arka kol hareketi size büyük bir pompalama sağlayacak
ve kolları tüm açılardan vurmanızı sağlayacak . Ancak squat, deadlift,bench
pressi ağır kilolar ile yapmadığınız sürece kollarınızda fazla büyüme
sağlamayacaksınız , ilaç almadığınız ya da genetik olarak
hediyelendirilmediğiniz sürece .

Sizin temel yapılarınız(uyluk ,kalça ve sırt yapısı ve de pres hareketindeki
yapı) ölçü ve kuvvet yönünden başta gelmekte ve bu yapılar diğer küçük yapılarla
ölçü bakımından direkt bağlantılıdırlar . Arka kollarınızda ölçü bakımından
önemli kazanımlar elde etmeden nasıl bench preste ya da dip hareketinde
etkileyici ağırlıkları kullanabileceksiniz ? Güçlü kol bileklerine sahip olmadan
nasıl ağır kilolarla deadlift ya da row(çekiş) hareketleri yapacaksınız –ayrıca
bu hareketleri ağır kilolarla yapmak için omuzlardan ve üst sırttan da
bahsetmemek olmaz – Vücudunuzun tümünde yeterince kasa sahip olmadan nasıl
squatta vücudunuzun 2 katına yakın bir ağırlıkta bir çok tekrarı
çıkarabileceksiniz?

Vücudun temel kaslı yapılarında büyük miktarda gelişim ve kuvvet artışı
sağlayabilmek demek , vücudun küçük bölgelerinde ki yapılarında ölçü ve kuvvet
yönünden gelişebilmek demektir .Squat ya da deadlift hareketini sadece 200
pound(yaklaşık 91 kilo ) ile yaptığınızı düşünün ve kollarınız 13 inch(33-34
cm.) geliyor diyelim. Kollarınıza yarım inch(yaklaşık 1.27 cm.) ya da daha
fazlasını eklemek için kola özel ekleme yapmak lazım .

Ancak , bench press ve diğer birkaç önemli harekete ek olarak squat ya da
deadlift hareketlerinde gerçek bir çaba sergileyin . Bastığınız ağırlıklara %50
ya da daha fazlasını etkileyin ta ki 300 pound(182 kilo) ya da daha fazlasını 10
tekrarın üzerinde çıkarana dek ve 30 pound (13-14 kilo) kas kazanımı sağlayın .
Bu sayede kollarınız 16 inch (40 cm.) civarına gelecektir . Eğer 17 inch(42-43
cm.) kollara sahip olmak istiyorsanız vücut ağırlığınızın 2 katı civarı
ağırlıkla birkaç fazladan tekrar çıkarmaya çalışın ve vücudunuzun tümünde
kilolarca kas ekleyin .

Bu türden sağlanan kol gelişimi , concentration curl , pushdown ya da preacher
curl gibi basit hareketler olmadan başarıldı . Bu dersteki önceliklerin
kanıtladığı şey , siz ve büyük kollar arasındaki en kısa mesafenin curl bar gibi
düz bir çizgiden geçmediğidir .

KUVVET, KÜTLE VE GÜÇ ÇALIŞMASI

(Haftada 3 gün—1 on, 1 off şeklinde)

PAZARTESİ

BACAKLAR: Squat

1x 16 tekrar, 1x 12 tekrar , 1 x 8 tekrar , 1x 6 tekrar, 1 x 5 tekrar, 1 x 4
tekrar, 1 x 10 tekrar

SIRT: T-Bar Row ya da Seated Rows

1 x 16 tekrar, 1 x 10 tekrar, 1 x 8 tekrar, 1 x 6 tekrar, 2 x 5 tekrar, 1 x 10
tekrar

KALFLAR: Standing Calf Raises

1 x 12 tekrar, 1 x 8 tekrar, 1 x 6 tekrar, 1 x 10 tekrar

ÇARŞAMBA

GÖĞÜS: Bench Press

1 x 12 tekrar, 1 x 10, tekrar 1 x 6 tekrar, 1 x 5 tekrar, 1 x 4 tekrar, 1 x 8
tekrar

GÖĞÜS/ARKA KOLLAR: Parallel Bar Dips

1 x 12 tekrar 1x 10 tekrar 1 x 8-10 tekrar

BICEPS: Barbell Curl

1 x 10 tekrar, 1 x 8 tekrar, 2 x 6 tekrar

ABDOMINALS: Reverse Crunches

2 x 20 tekrar

CUMA

BACAKLAR,KALÇA,SIRT: Deadlift

1 x 12 tekrar, 1 x 8, tekrar 1 x 6 tekrar, 1 x 5 tekrar, 3 x 3 tekrar, 1 x 8
tekrar

OMUZLAR: Military Press ya da Behind The Neck Press

1 x 10, tekrar 1 x 8 tekrar 2 x 6, tekrar 1 x 8 tekrar

KALFLAR: Seated Calf Raises

1 x 12 tekrar, 2 x 8 tekrar, 1 x 10 tekrar

ABDOMINAL: Crunches

2 x 20 tekrar

Vücut Geliştirmeciler İçin Kardiyo Çalışması


Vücut Geliştirmeciler İçin Kardiyo
Çalışması

Kardiyovasküler çalışma kalbin kan
pompalama yetisini geliştirir ve hücrelere oksijen alınmasını arttırır. Fit bir
kişi fit olmayan bir kişiye göre gerek egzersiz gerekse dinlenme zamanında daha
fazla yağ yakabilir. Vücut geliştirmeciler kardiyovasküler çalışmayı çoğunlukla
kalori harcamasını arttırma suretiyle yağ oranını düşürmek veya yağlanmayı
azaltma aracı olarak kullanırlar. Bir vücut geliştirme yarışması için diyet
yaparken, temel amaç kas miktarını koruyarak yağ yakmaktır. Aldığımız kalori
miktarı azaldığından, kas kaybı yaşanması muhtemeldir. Kas kaybı korkusu, birçok
vücut geliştirmecinin hangi tip kardiyonun, ne zaman, ne kadar yapılacağı gibi
tereddütler yaşamasına neden olur. Bu makale vücut geliştirmecilerin yarışmaya
hazırlanırken veya herhangi gelişme devresinde kardiyo yapabilecekleri bir
stratejiyi adres göstermektedir.

Ağırlık Çalışılan Günlerde Düşük
Yoğunluklu Kardiyo

Yukarıda belirtildiği gibi, vücut
geliştirmeciler kardiyoyu genelde kalori harcamalarını arttırma amacıyla
kullanırlar. Düşük yoğunluklu kardiyo, gerek ağırlık çalışması öncesi gerek
sonrası toparlanma sürecini engellemeden daha fazla kalori yakımı sağlar.

Düşük yoğunluklu kardiyo, yüksek
yoğunluklu veya yüksek yoğunluklu aralıklı kardiyo(HIIT) kadar enerji isteyen
bir biçim değildir. Ağırlık çalışmasından önce bir HIIT çalışmasını tamamlamak
kaldırdığınız ağırlık performansını düşüreceğinden çok zor olur veya ağırlık

çalışmasından sonra bu süreci tamamlamak
çok yorucu olabilir.

Amaç vücudu sağlıklı ve sakatlıktan uzak
tutmaktır. Eğer sakatlanırsanız antrenmanlarınız boşa gider. Bundan dolayı,
ağırlık çalışılan günlerde düşük yoğunluklu kardiyoyu uygulamak daha
kullanışlıdır. Çoğu kişi kardiyoyu ağırlık çalışmasından ayrı olarak
uygulayamaz, bu iki defa salona gitme anlamına gelir ki, pratik değildir. Bu
yüzden benim önerim ağırlık çalışması öncesi veya sonrası kardiyo yapmaktır.

Kardiyoyu ağırlık çalışmasından önce veya
sonra yapmak kişisel bir tercihtir. Hatırlayın, temel amacınız sert bir ağırlık
çalışması yapmaktır. Eğer ağırlık çalışması öncesi kardiyo performansınızı
düşürüyorsa, o halde sizin için sonra yapmak daha iyidir. Eğer kardiyo yapmak
için kendinizi çok yorgun hissediyorsanız veya çok sıkıldıysanız, kardiyoyu
ağırlık çalışmasından önce yapmak sizin için daha iyidir.

Ağırlık Çalışması Olmayan Günlerde
Yüksek Yoğunluklu/Yüksek Yoğunluklu Aralıklı Çalışma

Yüksek yoğunluklu kardiyo aerobik ve
anaerobik enerji sistemi üzerinde baskı uygular. Anaerobik enerji sistemi
ağırlık çalışması sırasında gerilim uygulanan sistemdir. HIIT ve ağırlık
çalışmasının aynı gün yapılmasını tavsiye etmememin bir sebebi, anaerobik enerji
sistemine çok fazla gerilim uygulaması ve toparlanma sürecini sekteye
uğratmasıdır. Açıkçası, 6mph hızla koşmak 3mph hızla koşmaya göre daha fazla
kalori harcatır, fakat uygun toparlanma için aktivitelerimizi dengelemek
zorundayız.

İki temel yüksek yoğunluklu kardiyo biçimi
vardır,

Devamlı

Aralıklı Çalışma

Devamlı Yüksek Yoğunluklu Kardiyo

Devamlı yüksek yoğunluklu kardiyo koşu
bandında veya eliptik bisiklette yüksek bir hızda uzun bir süre
koşmaktır.(örneğin 5 dakika üzeri)

Yüksek Yoğunluklu. Aralıklı Kardiyo

Aralıklı çalışma, çalışma ve dinlenme(ya
da daha az çalışma derecesi) olmak üzere alternatif iki devreyi içerir. Mesela,
100mt sprint koşusu sonrası yürüyüş, sonra tekrar HITT e örnek teşkil edebilir.
HITT, yüksek yoğunluklu devamlı kardiyoya göre yoğun ve düşük yoğunluklu
kardiyoya göre çok daha yoğundur.

Şimdi bir program çıkarma zamanı;

Kas Kütlesi Ekleme

Takip eden iki program kas kütlesi eklemek
için ideal olur.

Pazartesi-

45-60dk ağırlık çalışması

30 dk düşük yoğunluklu kardiyo

Salı-

45-60dk ağırlık çalışması

30 dk düşük yoğunluklu kardiyo

Çarşamba-Dinlenme

Perşembe-

45-60dk ağırlık çalışması

30 dk düşük yoğunluklu kardiyo

Cuma-

45-60dk ağırlık çalışması

30 dk düşük yoğunluklu kardiyo

Cumartesi, Pazar dinlenme

veya

Pazartesi

45-60dk ağırlık çalışması

Salı

45-60dk ağırlık çalışması

Çarşamba

15-20 dk yüksek yoğunluklu kardiyo

Perşembe

45-60dk ağırlık çalışması

Cuma

45-60dk ağırlık çalışması

Cumartesi

HITT sprint.10 tane 100mt sprint.

Pazar dinlenme

Yağ yakmak

Bu program vücut yağ oranını azaltmak için
kullanılabilir.

Pazartesi

45-60dk ağırlık çalışması

30dk düşük yoğunluklu kardiyo

Salı

45-60dk ağırlık çalışması

30dk düşük yoğunluklu kardiyo

Çarşamba

15-20 dk y.y. kardiyo

Perşembe

45-60dk ağırlık çalışması

30dk düşük yoğunluklu kardiyo

Cuma

45-60dk ağırlık çalışması

30dk düşük yoğunluklu kardiyo

Cumartesi

HITT sprint:10 tane 100 mt sprint

Pazar dinlenme

Kilo verdikçe ve form düzeyinizi arttıkça,
kardiyo dönemlerinizin süresini ve yoğunluğunu arttırmalısınız.

Sonuç

Vücut geliştirmecileri ilgilendiren temel
şey ağırlık çalışmasıdır. Çok fazla kardiyo yapmak ve ağırlık çalışmasından
kaynaklanan toparlanma sürecini zayıflatmak istemezsiniz. Gerek kas eklemek
gerekse yağ yakmak için kardiyo yapılmalıdır. Bu miktar sizin amacınıza, form
seviyenize ve toparlanma yeteneğinize bağlı olarak değişir.

EVDE NASIL KARIN KASI YAPILIR ?


Sert karın kaslarına sahip olmak için illa spor salonlarını gezmeniz gerekmez. Evde de basit ve sık tekrarlanan hareketlerle istediğiniz baklavalara sahip olmanın yolları

Hızlı sabit egzersizler genellikle zor antrenmanların çok zayıf muadilleridir ama aşağıdaki hareketler evde uygulanabilen ve etkinliğini yitirmeyen hareketlerdir. Eğer bu hareketleri haftada birkaç kez yaparsanız, karın kaslarınız güçlenecektir. Ama dikkatle olun, bu hareketleri kardiyo ve iyi bir beslenme ile yapmazsanız, hiçbir sonuç alamazsınız. Bütün karın kası hareketleri için midenizi içeri çekmeyi unutmayın, bu ana kaslarda önce çalışması gereken çapraz karın kaslarını çalıştıracaktır.

Mekik

Sırtınızın üstünde yere yatın. Derin bir nefes alın ve karnınızı içeri çekin, gözleriniz tavanda olsun, üst vücudunuzu 45 derece kadar yerden kaldırın. Boynunuzdan çekmeyin, bunun sonrasında boyun ağrılarına hatta migrene dönüşebilir. Kasılma pozisyonunda 2-3 saniye kalın sonra başlangıç pozisyonuna dönün. 10-15 tekrardan 3 set uygulayın.

Yan taraflara eğilin

Dimdik ayakta durun ve midenizi içinize çekin. Ayaklarınız düz, elleriniz iki yanda, soldan sağa eğilin. Kalçanızdan dönmediğinize emin olun, üst vücudunuz karşıya baksın soldan sağa eğmeye çalışın. Dik olmanızı sağlayacak, karın kasını ve alt sırt kaslarını çalıştırır. 10-15 tekrardan 3 set uygulayın

Yanlara dönme

Ayakta dik durun, midenizi içeri çekin, ayaklarınız sabitken üst vücudunuzu soldan sağa döndürün. Döndüğünüzde iç ve dış taraftaki karın kaslarınız çalışacak. Bu hareketteki kasılma bir öncekine göre daha farklı yerlerde olacaktır. 10-15 tekrardan 3 set uygulayın.

Çifte mekik

Ne zaman mekik çekseniz, tüm karın kaslarını çalıştırırsınız ama her zaman karın kaslarının belirli bölümlerini önem vermek gerekir. Çifte mekikle diz kaldırmayı birleştiriyor ve alt karın kaslarına önem veriyor. Sırtüstü yere yatın, ayağınız havada olsun, dizleriniz 90 derecelik bir açı yapsın, baldırınız yere paralel olsun. Derin nefes alın, midenizi içeri çekin, gözleriniz tavana baksın, üst vücudunuzu 45 derece yerden kaldırın. Boynunuzu itmeyin. Kasılma bölgesinde 2-3 saniye durun ve tekrar başlangıç pozisyonuna dönün. 10-15 tekrardan 3 set uygulayın.

Bu kolay karın kası egzersizlerini yaparsanız , kaslarınızı çalıştırmış olacaksınız. Beslenme ve kardiyo ile beraber muhteşem kaslarınız olacak. Isınma hareketlerini eklemeyi sakın unutmayın.

Kadınlarda ve Erkeklerde Güçlü Kaslara Sahip Olmanın Yolları

Kadınlar, erkekler kadar güçlü kaslara sahip olamazlar; zayıflamak için koşmak şart; onu yersen kas, bunu yersen yağ olur… Hangileri doğru, hangileri yanlış? Buyurun size, kas mitleri!

Kadınlar ve erkekler farklı şekilde 'antrenman yapmalı
Kadınlar, farklı egzersizler yapmak zorunda değil, ama genelde tercihleri bu yönde oluyor. Kadınların çoğu, hafif ağırlıklarla, fazla antrenmanları tercih ediyor. Aslında erkeklerin uyguladığı programlar, vücudun sıkılaşması için daha uygun: Her egzersizi sadece 10 kez tekrarlayın ama daha ağır ağırlıklar kullanın. Çalışmadan sonra kas iyice yorulmuş olmalı.

img163

Antremandan sonra yememek gerekir
Kasların gıdaya ihtiyacı var, aksi halde büyüyemiyorlar. Kilo vermek istiyorsanız bile, antrenmandan sonra bir şeyler yiyin. Omlet, peyni, patates, meyveli yoğurt gibi protein oranı yüksek gıdalar doğru seçim olur. Çünkü protein, önemli yapı taşıdır.

Güç artırıcı antrenmanlar, kasları kalınlaştırır
Kas, testosteron olmadan kalınlaşamaz. Kadınlarda, erkek cinsiyet hormonu yumurtalıklarda üretilir, fakat üretilen miktar çok düşüktür. Bu nedenle kadınlar, doğaları gereği daha zor kas geliştirirler. Bu yüzden erkekler, kadınlara oranla yüzde 40 oranında daha fazla güce sahipler.

img164

Kadınlar, güçlü karın kaslarına sahip olamazlar
Kadınlar, erkeklere oranla ortalama yüzde 10 daha fazla yağ taşıyor. Sixpack olarak adlandırılan geliştirilmiş karın kasları, vücuttaki yağ oranı yüzde 15'ten daha az olduğunda fark edilir hale geliyor. Bu da, kadınlar için neredeyse imkânsız. İnce vücutlu, bol karın kaslı, fit kadınlarda bile yağ oranı yüzde 23 civarındadır. Erkeklerde ise bu oran yüzde 13 civarında.

Zayıflama, sadece kardiyo antrenmanıyla mümkün
Güç antrenmanında, koşudaki kadar çok kalori yakılmaz, ama metabolizmanın çalışması ve 48 saat süren yakma efekti oluşur. Unutmayın, kaslar, en iyi kalori yiyicileridir; uykuda ve hareketsizlikte bile kalori harcarlar. Bir kilo kas, ayda yaklaşık 200 gram yağ harcar. Antrenmanlı kişilerde kaslar vücut ağırlığının yüzde 40'ını oluşturur. Antrenmansız kişilerde bu rakam yüzde 30'a kadar iner. Bu yüzden sporcular çok yedikleri halde kilo almıyorlar.

img165

Zayıflama, sadece kardiyo antrenmanıyla mümkün
Güç antrenmanında, koşudaki kadar çok kalori yakılmaz, ama metabolizmanın çalışması ve 48 saat süren yakma efekti oluşur. Unutmayın, kaslar, en iyi kalori yiyicileridir; uykuda ve hareketsizlikte bile kalori harcarlar. Bir kilo kas, ayda yaklaşık 200 gram yağ harcar. Antrenmanlı kişilerde kaslar vücut ağırlığının yüzde 40'ını oluşturur. Antrenmansız kişilerde bu rakam yüzde 30'a kadar iner. Bu yüzden sporcular çok yedikleri halde kilo almıyorlar.

Fazla kas vücudu hantallaştırır
Esneme ve bükmeyi kapsayan bir güç antrenmanı, daima karşıt kasları da çalıştırır. Örneğin, biseps'in (arka kol kası) güçlendirilmesinde her zaman karşıt kası olan triseps (üst kol kası) de çalışır ve esner. Kasın ve karşıt kasın, peş peşe çalıştırılması oldukça yararlı. Yoğun bir antrenmandan önce kas ve eklemler hafif ağırlıklarla mutlaka ısıtılmalı. Bu, kondisyon geliştiren bir ısınma programından daha faydalı. Antrenmandan sonra vücudun tamamını esnetmek doğru olur.

img166

Yeni başlayanlar sıkça çalışmalı Almanya'nın Bayreuth Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, spora yeni başlayanların, her kas grubunu haftada iki kez, bir egzersizle çalıştırdığında, çok iyi sonuçlar elde ettiklerini ortaya koydu. Yani yavaş bir başlangıçla, önce koordinasyon konusunda avantajlar sağlanabilir. Kas, ancak 20 gün sonra büyümeye başlıyor. Daha sonra tempoyu artırarabilirsiniz.

Sık tekrarlar güç kazandırır
Kadınların çoğu ne kadar güçlü olduğunun farkında bile değil. 60 kiloda olan bir kadın, merdiven çıkarken vücut ağırlığını yukarıya doğru kaldırır ama antrenmanda sadece 30 kilo ile çalışır. Günlük zorlamanın dışında çalıştırılmayan kas, tembelleşİr. En iyisi, hafif ağırlıklarla başlamanız ve altı haftada bir antrenörünüzden farklı aletler ve daha yüksek ağırlıkların yer aldığı yeni bir antrenman programı oluşturmasını istemenizdir.

Sağlığınıza Faydalı 5 Etkili Egzersiz

Düzenli egzersiz yapmak hem sağlığınıza faydalıdır, hem de daha formda görünmenize yardım eder.

Ancak, yoğun iş ve aile yaşamına sahip olan erkeklerin şikâyet ettikleri en yaygın konulardan biri de egzersiz yapacak zaman bulamamaktır.

egzersiz

Erkeklerin spor yapmasını engelleyen konular aşıldıktan sonra sonuçların çok iyi olacağı belirtiliyor. Spor salonuna gitmeden egzersizi işyerine, eve ve hatta iş gezisine getirebilen yöntemlerle meşgul erkekler de artık rahatça spor yapabilecek.

1. Sandalyede çökme: En etkili vücut geliştirme hareketlerinden biridir. Mümkün olduğunca dik bir şekilde sandalyenizin yanında ayakta durun ve omuzlarınızı gevşetin.

Ayaklarınızın parmaklarını ayakkabıya doğru yukarı kaldırın. Bu ağırlığınızı ayaklarınıza eşit dağıtırsınız.

Sırtınızı tamamen dik tutarken, sandalyenin oturağından yaklaşık 2,5 santimetre kadar yukarı eğilip kalkın. 10 saniye sandalyeye oturmadan öylece bekleyin.

Dizlerinizi ayak parmaklarınızın gerisinde tutmayı unutmayın.

2. Masaya baskı: Bu egzersiz vücudunuzun üst kısmını ve göbeğinizi güçlendirecektir.

Karın kaslarınızı kullanarak ve vücudunuzu düz bir çizgide tutarken 90 derecelik açıda dirseklerinizi kırarak masa üzerinde şınav hareketi uygulayın.

Bu şekilde kalırken, resimdeki gibi dizlerinizi de teker teker kırmayı unutmayın. Bunu 3-4 kez tekrarlayın.

3. İş uçuşu: Ofiste yapabileceğiniz bu egzersiz masanızda çalışırken tipik olarak dizinizin arkasındaki kiriş ve sırtınızın orta bölgesi gibi alanları hedef alıyor.

Mümkün olduğunca dik durarak başlıyorsunuz. Başınızı gergin tutun, omuzlarınız geride ve aşağıya doğru eğilerek mükemmel bir duruş oluşturun.

Bir ayağınız yerdeyken diğerini yere paralel olana kadar kaldırın. (Okullarda beden eğitimi dersindeki planör hareketi gibi)3 saniye bu şekilde kalın ve başlangıç şeklinize geri dönün. Bunu 1 dakika süreyle devam ettirin.

4. Zafer: Bu egzersizi dik durmak ve iç karnınızı ve önemli postüral kas sistemini harekete geçirmek için kullanın.

Otururken dik bir şekilde oturarak işe başlayın. Soluk verin, omurganızı uzatın ve vücudunuzu yukarıdaki bir şeyi alır gibi uzanır gibi mümkün olduğunca ileriye doğru gerin.

5. Yetişkinlerin hemen hepsi yaşamlarının bir evresinde sırtının alt bölümlerinde ağrı yaşarlar.

Ofisinizde sandalyede bu basit egzersizi yaparak ağrılı sırtınızı rahatlatabilirsiniz.

Dik oturarak başlayın. Kalçanızdan birini kaldırıp koltuğun bir yanına doğru eğilin ve tekrar eski halinize gelin.

Sonra diğer yana doğru hareketi tekrarlayın. 30 saniye sağa ve sola sürekli olarak bunu yapın.

7 Eylül 2010 Salı

Kıskançlığı ve Migreni Biterecek Yeni Tedavi Yöntemi

Neurobiofeedback Derneği Başkanı Dr. Tanju Sürmeli, insan beynindeki elektrik akımının değiştirilebileceğinin kanıtlandığını belirterek, sistemin beyine ürettiği elektrik akımını değiştirmeyi öğretmekten oluştuğunu bildirdi.

548638_detay

Sürmeli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sistemle ilgili çalışmaların ilk olarak 1958 yılında NASA'da başladığını belirterek, ''İnsan beyninin elektrik akımı ürettiğini biliyoruz. Beyindeki elektrik akımının değiştirilebileceği kanıtlandı. Bununla ilgili küçük bir alet kullanılıyor. Neurofeedback yani sinir geri bildirimi, diğer manada beyine ürettiği elektrik akımını değiştirmeyi öğretmek. Bu tedavi yöntemini ilk olarak 2001 yılında Amerika'dan döndüğümde Türkiye'de uygulamaya başladım'' dedi.

Beyindeki elektriksel akım kayıtlarını bir analiz sistemiyle incelediklerini kaydeden Sürmeli, bu yöntemle bir çocukta dikkat eksikliği, hiperaktivite hastalığı, öğrenme güçlüğü, kafasına darbe almışsa beynindeki elektrik akımlarının değişip değişmediğini ayırt ettiklerini, yüzde 95 doğruluk payının olduğunu bildirdi.

Tedaviyi uygularken saçla derinin arasına küçük sensörler yerleştirdiklerini anlatan Sürmeli, şöyle konuştu:

''Diyelim ki dikkat bölgesinde, normalden daha fazla alfa dediğimiz dalgada bir artış olmuş ya da teta dediğimiz dalgada bir artış olmuş. Bunlar yavaş beyin dalgaları. O bölgede olmasını istemiyoruz ama beyin bunu bilmeden fazla miktarda üretiyor. Oraya küçük bir sensör yerleştirip, kendi beyin dalgasını neurofeedback dediğimiz bir aletle bilgisayar ekranına yansıtıp, kendi beyin dalgasını, beyne izletip, çocuğa kendi beyin dalgası oyun şekline dönüştürülüyor. Kendi beyin dalgasını 3 boyutlu bir oyunda izlerken, dikkatini verdiği zaman teta ve alfa dalgaları düşmeye başlıyor, çünkü bunlar dikkati bozuyor. Onun yerine dikkatle ilgili beta dediğimiz dalgalarda bir artış oluyor. Çünkü beyinde birisi yüksekse diğeri az. Sağlıksız dalgayı azaltırsanız sağlıklı dalganın artması gerekiyor. Bundan yararlanarak, çocuk oyuna başlıyor. Dikkatini iyi verirse, oyun devam ediyor, dikkatini veremezse oyun duruyor. Oyunu devam ettirdiği zaman da beyine ödül verilmesi lazım. 'İyi yaptın' diye bir müzik tonu devamlı gelmeye başlıyor. Dikkatini vermediği zaman bu müzik tonu susuyor, oyun da duruyor ve beyine bu şekilde 30 dakikalık bir seans tamamlatılmaya çalışılıyor. Bu ortam 40 seans sürebiliyor. Bazen de 2 ya da 3 katına kadar çıkabiliyor. Günde 2 seanslık bir çalışma yapabiliyoruz. Bize tedavi amaçlı gelenlerden, çocuklardaki dikkat eksikliği ve öğrenme güçlüğünde hemen hemen herkes memnun kalıyor.''

-SİSTEM ZEKA GERİLİĞİNİ GİDERMEDE BAŞARILI-

Dr. Tanju Sürmeli, özellikle zeka geriliği olan çocuklarda, bu uygulama öncesi zekalarını ölçtüklerini, tedaviden sonra zekalarında büyük oranda artış tespit ettiklerini belirtti.

''Zeka geriliği olan çocuklarda bu yöntemi uyguladıktan sonra zekalarını ölçtüğümüzde, zekalarında anlamlı olarak 23 vakadan 19'unda önemli derecede bir artış gördük'' diyen Sürmeli, şöyle konuştu:

''Beynimizde dikkat, konsantrasyon ve öğrenmeyle ilgili merkezler bu elektriksel akımlarla işlem yapıyor. Çocuklarda özellikle dikkat eksikliğinde, problem düzeyinde olabilir, hastalık düzeyinde olabilir. Çocuklar bazen düştüklerinde kafalarına darbe alıyor, bu çarpmaların daha önce düşmelerin önemsiz olduğunu öğrenmiştik ama teknolojiyi uygulamaya başladıktan sonra beyindeki elektrik akımında değişiklikler olduğunu, bu değişikliklerin de özellikle dikkat, konsantrasyon, motivasyon, sabırla ilgili merkezlerde olduğunu, çarpmaların buralarda elektriksel akımlarda değişimler yarattığını görüyoruz. Çocukların bunlara bağlı olarak dikkat, konsantrasyon ve öğrenme zorlukları çektiğini görüyoruz. Biz bunları neurofeedback dediğimiz tedavi yöntemine aldığımız zaman önemli derecede yararlandıklarını görüyoruz. Tabii ki tıpta hiçbir şey yüzde yüz değil ama bu grupta yüzde 75, yüzde 80 civarında başarılı sonuçlar alıyoruz.''

Tedavi sürecinde kesinlikle hastaya elektrik verilmediğini kaydeden Sürmeli, ''Bu yöntemde, beyin koşullandırıldığı için istenilmeyen bölgesini değiştirmeyi bilgisayar ekranına bakarak öğreniyor. Kendi beyin dalgasını bir bar olarak düşündüğünüzde, kendi beyin dalgası diyelim 10 santimlik bir bar halinde, bunu azaltmasını öğreteceğiz. Dikkatini verdiği zaman bu bar azalmaya başlar, çünkü sağlıksız dalgalar azalmaya başlar'' dedi.

-19 YAŞINA KADAR AYAĞINI SÜRÜYEN GENÇ İYİLEŞTİ-

Bir hastasının çocukluk döneminde camdan düştüğü için 19 yaşına kadar ayağını sürükleyerek yürüdüğünü anlatan Sürmeli, ''Üniversite çağında genç bir kişi, üniversiteye yazılmış, fakat motivasyonu çok düşük, okumayı sevmiyor, dikkatini vermekte çok zorlanıyordu. Bu genç şu an ayağını sürümüyor. Yani 9 aylıktan, 19 yaşa kadar ayağını sürüyen, hiçbir fiziki tedavinin de faydası olmamış ya da diğer yöntemlerin hiçbirinin faydası olmamış. Biz beynindeki elektrik akım değişkenliklerini normale getirmeyi öğretince, bu yürümedeki zorluğu çok kısa bir sürede ortadan kalktı. Bununla birlikte konuşmasında, dikkatinde, okumasında, okul başarısında çok güzel başarılar oldu. Şu ana kadar 12 bin hasta bize geldi, 5 binden fazla hastaya bu yöntemi uyguladık'' şeklinde konuştu.

-KISKANÇLIĞA DA İYİ GELİYOR-

Neurofeedback sistemiyle birçok ailenin yıkılmasının da önlendiğini belirten Sürmeli, şunları kaydetti:

''Bir bayan veya bir erkek kendisinin çok kıskanç olduğunu söylüyor ya da aşk, 'ben ona da aşığım, buna da aşığım' diyenler var. Karar veremeyenler var. Bunların beyinlerine baktığımızda elektriksel akımlarında normalden sapmalar gördük. Özellikle sol beyinden sağ beyine ya da sağ beyinden sol beyine, elektrik akımı geçişleri, eşit değil, düzensiz, tıkanıklık var. Onun için de beyin tek düze düşünmeye başlıyor, kendini aşık hissediyor ya da mutlaka takip etmesi lazım. 5 dakika da bir arayıp 'ne yapıyorsun' , 'beni aldatıyor musun' diye sorgulaması lazım. Bu hastalarda da beynin ön orta kısmında bir bölgede elektrik akımı bozuklukları var. Bunları biz düzenli hale getirmeyi öğrettiğimiz de o kişiler tamamen farklı birisi haline döndüler. Sağlıksız şekildeki davranışlarını bıraktılar. Aşk konusunda da tedaviden sonra kendisi için neyin doğru olacağına rahat karar veriliyor. Tedaviden sonra neyin doğru neyin yanlış olduğunu kendi beyni ona söylemeye başlıyor. Eğer beyinlerdeki elektrik akımını düzenlersek, bugün birçok yuva boşu boşuna yıkılmamış olur.''

-ADLİ SUÇLAR ÖNLENEBİLİR-

Bu sistemle ağır ceza gerektiren suçların da önlenebileceğini anlatan Tanju Sürmeli, ''Adli suçlar olayında da Amerika ve Kanada da ağır derecede cezai işlerden dolayı mahkumlar cezalarını doldurup hapishaneden çıktıktan sonra tekrar geriye dönme hızlarının yüzde 80 olduğunu görüyorlar. Bu kişilere uyguladığımız yöntemi uyguladıklarında bu oranın yüzde 20'ye düştüğünü görüyorlar. Beyinde özellikle suç işleyenlerin elektrik akımında düzensizlikler var'' diye konuştu.

Epilepsi (Sara), şizofren, alzheimer, migren, iktidarsızlık gibi hastalıklarda da bu yöntemle başarı sağlandığını dile getiren Sürmeli, tedaviden sonraki gelişmeleri şöyle anlattı:

''Şizofren hastaları, gerçekle gerçek olmayanı ayırt edemiyor, görüntüler görüyor, kulağına sesler geliyor, bu hastalıkta puanlamalar var. Bu puanlamalarda yüzde 20 azalttığı görülüyor. Şizofreni hastalarının uykularını düzenleyebiliyoruz, kendi kendilerini konuşmalarının durduğunu görüyoruz. Şüpheciliklerinin azaldığını ya da kaybolduğunu görüyoruz. Kulağına gelen seslerin tamamen kesildiği bir çok hastamız var.

Alzheimer hastalığında da elektrik akımı bozuklukları var. Bunları aynı yöntemle düzenleyip başarılı olduğumuz vakalar var. Hastalığı yavaşlatıyoruz. İktidarsızlıkla ilgili, hastalarımızda da beyindeki elektrik akımını düzenlediğimizde bunların da düzeldiğini gördük.

Migren hastalarında da beyindeki elektrik akımlarında bozukluklar olduğu ortaya çıktı. Genel de migren tedavisinde yıllarca ilaç kullanan hastaların, çok kısa bir sürede ilaçları kullanmasına gerek kalmadığını görüyoruz. Uyku bozukluklarının da bu sistemle giderildiğini biliyoruz.''

Yorgunluk Hangi Rahatsızlıkların Belirtisi Olabilir?

Çoğumuz yorgunluğu uzun ve yorucu bir günün sonucu olarak görürüz. Fakat kendinizi sürekli olarak yorgun hissediyorsanız, bu durumu hafife almayın. 2-3 hafta boyunca yaşamınızda bazı değişiklikler yapın. Daha fazla uyuyun, dengeli beslenmeye özen gösterin, daha fazla sıvı tüketin, gerekli durumlarda vitamin takviyesinde bulunun ve kafein ile alkolü azaltın.

Dahiliye uzmanı Sandra Adamson Fryhofer "Bütün bu değişikliklerden sonra hala yorgunluk belirtileri gözlemliyorsanız, profesyonel yardım almanız gerekir" diyor. Aşırı yorgunluk daha ciddi medikal sorunların göstergesi olabilir. İşte bu sorunların bazıları:

chronic-fatigue-syndrome

1. Kansızlık

Kansızlık özellikle kadınlarda ve yeterli miktarda demir tüketmeyen kişilerde gözlemlenir. En önemli belirtisi yorgunluktur. Güçsüzlük, konsantrasyon bozukluğu, hızlı kalp atışları, uykusuzluk, göğüs ağrısı ve baş ağrısı diğer belirtiler arasında yer alır.

2. Şeker Hastalığı

Bir milyondan fazla kişiye şeker hastalığı teşhisi konulmuştur. Belirtileri yorgunluk, açlık, kilo kaybı, aşırı susuzluk, sık idrara çıkma, duyarlılık, vajinal mantar enfeksiyonu, bulanık görmedir.

3. Tiroit Hastalığı

Hipertiroidi, (aşırı faaliyet gösteren tiroit bezleri) kas yorgunluğuna ve halsizliğe neden olur. Kişi bisiklet sürmek ve merdiven çıkmak gibi günlük aktiviteleri yapmakta zorluk çeker. Diğer belirtiler açıklanamayan kilo kaybı, hızlanan kalp atışları, aşırı susuzluk, azalan adet kanamalarıdır. Hipertroidi genellikle 20li ve 30lu yaşlardaki kadınlarda gözlemlenir; fakat ileri yaşlardaki kadın ve erkeklerde görülme olasılığı vardır.

4. Depresyon

Depresyon uyku düzenimizi, yeme alışkanlıklarımızı ve ruhsal durumumuzu etkileyen bir rahatsızlıktır. Tedavi edilmediğinde haftalar, aylar ve hatta yıllar sürebilir. Bu nedenle belirtileri dikkate alınmalı ve bir uzmana danışılmalıdır. Depresyon belirtileri kişiden kişiye değişmekle birlikte herkeste gözlemlenen bazı genel belirtiler bulunmaktadır. Bunlar halsizlik, uyku ve yeme alışkanlıklarında değişiklik, konsantrasyon bozukluğu, olumsuz düşünme, umutsuzluk ve değersizlik hissi.

5. Eklem İltihabi
Eklem iltihabının teşhisi her zaman kolay olmayabilir; fakat teşhisi kolaylaştıran bazı belirtiler mevcuttur. Halsizlik ve yorgunluk dışındaki diğer belirtiler sabahları en az bir saat süren eklem serliği, aynı anda en az üç eklem bölgesinde yumuşak doku şişliği görülmesi, bilekte veya parmak eklemlerinde şişlik oluşması, bilekte veya el eklemlerinde görülen kemik erimesidir.

6. Uyku Apnesi

Uyku apnesi uyku sırasında solunumun duraksamasıdır. Ne kadar dinlenmiş olursanız olun sabah kalktığınızda kendinizi bitkin hissediyorsanız sorununuz uyku apnesi olabilir. Hastalığın belirtileri horlama ve bunu takiben ertesi sabah görülen yorgunluk hissidir. Uyku apnesi kalp rahatsızlıklarına neden olabileceğinden inme ve yüksek kan basıncı da dikkat edilmesi gereken belirtiler arasındadır.

7. Kronik yorgunluk

Kronik yorgunluğu bulunan kişiler günlük uğraşları sırasında çabuk yorulurlar. Kronik yorgunluğun belirtileri baş ağrısı, kaş ve eklem ağrıları, güçsüzlük, konsantrasyon bozukluğudur.

Kaynak:http://online.prevention.com/

AIDS (HIV) İçin Yeni Tedavi Yöntemi

İsrailli araştırmacılar, HIV bulaşmış hücreleri laboratuvar ortamında yok etmeyi başardı.

İsrail'in Haaretz gazetesi, Küdus Üniversitesi'nden araştırmacıların peptid bazlı tedavi ile HIV bulaşmış hücrelerin kendi kendini yok etmesini sağladığını duyurdu.

548606_detay

Araştırmaya imza atanlardan Abraham Loyter, "hedef alınan" hücrelerin 2 haftada tekrar oluşmadığını, dolayısıyla bu hücrelerin yok olduğu sonucunun çıkarılabileceğini belirtti.

Bilim adamları, "AIDS Research and Therapy" dergisinde yayımlanan makalede, çalışmalarının HIV'e karşı yeni genel tedavi yöntemi geliştirilmesi umudunu yarattığını vurguladı.

Günümüzde uygulanan AİDS tedavilerinde, HIV bulaşmış hücreler sadece baskılanıyor, yok edilemiyor.

Amerikalı bilim adamları temmuzda, hastalığın çok geç ve hastanın artık iyileşemeyeceği kadar ilerlemiş evrelerinde, bazı hastaların bünyesinin hastalığa karşı bir bağışıklık sistemi proteini ürettiğini belirlemişti.

Bu keşif de nihayet bir AIDS aşısının geliştirilebileceği umudu yaratmıştı.

Yüksek Tansiyon Nedir?

Bugün dünya çapında birçok insan yüksek kan basıncı yanı yüksek tansiyon hastalığından yakınmaktadır. Amerika'da yapılan son araştırmalara göre her üç Amerikalıdan birinin yüksek tansiyon rahatsızlığı olduğu ortaya konmuştur.

Kan basıncı, kanın atar damarlara uyguladığı basınçtır. Bu basıncın normalin üzerinde seyretmesi halinde kişide yüksek kan basıncı yani yüksek tansiyon ortaya çıkar. Tansiyonun normal değeri 120/80 mmHg'dir. 120 sistolik kan basıncını (büyük tansiyon) gösterirken, 80 diastolik kan basıncını (küçük tansiyon) gösterir.

310168739500058_1260552690

Normal sistolik kan basıncı 120 ve normal diastolik kan basıncı 80'nin altında olmalıdır. Sistolik kan basıncının 120 -140 aralığında ve diastolik kan basıncının 80-89 aralığında olması halinde, kişide Prehipertansiyon (Tansiyon başlangıcı) görülmektedir. Prehipertansiyonu bulunan kişilerde yakın gelecekte yüksek tansiyon rahatsızlığı ortaya çıkabilir.

Yüksek kan basıncı kalbin gerektiğinden hızlı çalışmasına neden olur. Bunun sonucu olarak da vücuttaki atar damarlar sertleşir ve kişi kalp krizi ve inmelere karşı daha hassaslaşır. Yüksek tansiyon ayrıca böbrek sorunlarına ve hatta körlüğe neden olabilir.

Yüksek tansiyonun bilinen özel bir nedeni veya belirtisi yoktur. Kişi yüksek tansiyon rahatsızlığı olduğunu hastalık aniden ortaya çıkana kadar uzun yıllar anlamayabilir. Bu nedenle yüksek tansiyonu saptamanın tek yolu düzenli doktor kontrolüdür. Yaşam tarzınızda yapacağınız birkaç ufak değişiklik, düzenli beslenme ve egzersiz ile yüksek tansiyonu engelleyebilir veya ortaya çıkmasını önemli ölçüde geciktirebilirsiniz.

Kaynak: http://www.ayushveda.com/

Kemiklerinizi Güçlendirin!

İşte size kemiklerinizin güçlenmesi için olmazsa olmaz 5 gıda.

Tufs Üniversitesi doçentlerinden Katherina Tucker sürekli yapım ve yıkım halinde olan sağlıklı kemikler için kalsiyum ve D vitaminin yanı sıra aşağıdaki besinlerinde gerekli olduğunu belirtiyor.

bir+bardak+s%C3%BCt

Protein kemik iskeletinin güçlenmesini sağlar. Günlük 46-56g arasında protein alımı önerilir. Peynir ve hindi en önemli protein kaynaklarındandır.

Magnezyum kalsiyumla beraber kemik iskeletinin oluşmasını yardımcı olur. Günlük olarak 400mg magnezyum tüketilmesi tavsiye edilir. Yulaf, kabak çekirdeği, enginar, esmer pilav günlük magnezyum ihtiyacını karşılar.

Potasyum vücuttaki asit düzeyini dengeler. En iyi potasyum kaynakları portakal suyu, kuru üzüm, balık ve yağsız süttür.

K Vitamini kemik iskeletinin oluşmasına yardımcı olur. Bir kap haşlanmış ıspanak veya brokoli günlük gereksinimi karşılar.

B12 Vitamini vücudun homosistein (bir çeşit amino asit) dengesini sağlar. B12 ihtiyacı multivitaminler ile karşılanır.

Kaynak: http://www.prevention.com/health/

Saunanın Faydaları ve Yararları

Uzmanlar, vücudu rahatlatan hormonların salgılanmasına yardımcı olan saunanın, zehirli maddelerin de vücuttan atılmasına büyük katkı sağladığını bildirildi.

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Temel Tıp Bölümü Anatomi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kalaycıoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kişinin sağlıklı bir yaşam sürebilmesinin düzenli beslenme ve egzersiz gibi iki önemli kuralı bulunduğunu söyledi.

548874_detay

Kaliteli bir hayat isteyenlerin mutlaka düzenli beslenme alışkanlığı edinmeleri gerektiğini vurgulayan Kalaycıoğlu, ''Beslenme alışkanlığında vücudun ihtiyacı olan bütün besin grupları yer almalı. Kişi düzenli ve sağlıklı beslenme tercihini bir süreliğine değil, hayat boyu devam ettirme yolunu seçmelidir'' dedi.

Sağlıklı yaşamın ikinci temel kuralı egzersiz için bireyin profesyonel yardım alarak kendisine uygun sporu belirlemesi gerektiğine işaret eden Kalaycıoğlu, ''Kişi yaşam şekli, çalışma koşulları ve sağlık durumu gibi kriterlerle hayat boyu sürdürebileceği bir tercih yapmalı'' diye konuştu.

-''MUTLAKA HAFTADA 1 GÜN SAUNAYA GİRİLMELİ''-

Vücudun toksin maddelerine maruz kalabildiğini belirten Kalaycıoğlu, ''Solduğumuz havada, yediğimiz gıdalarda, özellikle de katkı maddeli gıdalarda toksin maddeleri var. Yavaş yavaş zehirlenmemize yol açan bu maddeler zamanla vücudumuzda birikiyor. Bu maddelerin vücuttan bir şekilde atılması lazım. Spor bu maddelerin ter yoluyla vücuttan uzaklaştırılmasına katı sağlıyor'' dedi.

Vücudun bu maddeleri karaciğer ya da böbrek yardımıyla atmaya çalıştığını anlatan Kalaycıoğlu, şöyle devam etti:

''Karaciğer bu maddeleri atmaya çalışırken yoruluyor. Belli bir miktarını atıyor, bir miktarını ise atamıyor. Böylece biz farkında olmadan en fazla karaciğer olmak üzere organları yoruyoruz. Toksinleri vücuttan uzaklaştırmanın etkili yollarından biri de saunadır. Sauna vücut içindeki toksin maddeleri terle birlikte, vücudu yormadan dışarı atıyor. Böylece karaciğere yüklenmeden vücuda zarar verebilecek toksin maddelerden uzaklaşmış oluyoruz. Vücuda da çok büyük bir faydamız oluyor.''

Saunanın kan dolaşımını rahatlattığını belirten Kalaycıoğlu, ''Mutlaka saunaya girilmeli. Çünkü sauna laktik asit dediğimiz kaslarda kramp oluşturan maddelerin birikmesini engelliyor. Vücudun, kişinin kendini daha rahat hissedeceği hormonları salgılamasını sağlıyor. Biz farkında olmadan vücudumuza giren ve yavaş yavaş zehirlenmemize yol açan toksin maddeleri, düzenli olarak saunaya girerek atabiliriz. Hiç değilse haftada 1 gün mutlaka saunaya girilmeli'' diye konuştu.

Hiperaktif Hastalığı ve Tedavi Yöntemleri

Psikolog ve Hipnoterapist Alp Ardıç, Türkiye'de her üç erkek çocuğun birinde hiperaktivite belirtilerinin olduğu ifade ederek, hiperaktivite ve dikkat dağınıklığının özellikle yedi yaş öncesi erkek çocuklarda görüldüğünü vurguladı. Ardıç, ANKA' ya yaptığı açıklamada, çocuklarda görülen hiperaktivitenin dürtüsel olarak, isteğe bağlı olmaksızın ortaya çıktığını belirterek, hiperaktif çocukların aşırı hareketli ve davranışlarını kontrol edemediğini söyledi. Ardıç, hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin birbirinden ayrı değerlendirilmesinin hata olduğunu vurgulayarak, her iki konunun birlikte değerlendirilmesi gerektiğini, dikkat eksikliğinin, hiperaktivetenin güçlü bir alt dalı olduğuna değindi. Ardıç "Kişilerde hiperaktivite tanısı saptamak istiyorsak dikkat dağınıklığını göz önünde bulundurmalıyız" dedi.

548904_detay

-BELİRLİ BİR SEBEBİ YOK-

Ardıç, hiperaktivite ve dikkat eksikliğinin saptanmış, belli bir sebebinin olmadığına değinerek, "Ancak bu konularla ilgili tanı kriterleri koyabiliriz, bu anlamda çocuğu hem evde hem okulda iki ortamda da değerlendirmeliyiz, aynı davranışı iki ortamda da yapıyorsa çocuk hiperaktiftir ve dikkat eksikliği vardır" diye konuştu. Hiperaktivitede konulabilecek ilk belirtinin çabuk sıkılmak ve verilen görevi takip edememek olduğunu vurgulayan Ardıç, diğer belirtileri ise şöyle sıraladı: "Hiperaktif ve dikkat eksikliği olan çocuğun bir dış uyaranla hemen dikkati dağılır, konsantrasyon güçlüğü yaşar, okulda derslerini geriden takip eder, ders çalışmayı reddeder, herhangi bir fiziksel eylemi sürekli gerçekleştiremez, günlük hayati konularla ilgili unutkanlık yaşayabilir." Bu durumdaki çocuğu memnun etmenin zor olduğuna da değinen Ardıç, "Bu durumdaki çocuk sabırsız, her şeyi hemen tüketme eğiliminde olur, kuralların olduğu sosyal ortamlarda yerinde duramaz, sınıfta dolaşır, biriyle konuşurken karşıdakinin sözü bitmeden hemen cevap verir, bitmek tükenmek bilmez bir enerjisi olduğundan herhangi bir konuya tam olarak adapte olamaz" dedi.

-KİMLERDE GÖRÜLÜR-

Hiperaktivite ve dikkat dağınıklığının yedi yaş öncesi çocuklarda özellikle erkek çocuklarında görüldüğüne değinen Ardıç, "Ülkemizde yapılan bir araştırmaya göre her üç erkek çocuğun birinde hiperaktivite belirtilerinin olduğu tespit edilmiştir" diye konuştu.

-7 YAŞINDAN ÖNCE TANI KONUYOR-

Hiperaktivite tanısının konması için çocuğun yedi yaşından küçük olması gerektiğini söyleyen Ardıç, "Çocuğun bu yaşa kadar çoktan hiperaktif özellikleri ortaya çıkmış olur, yedi ve üstü yaşlarda ise çocuğun derse veya bir konuya adapte olamaması hiperaktivite değil, birini örnek almasıyla ilgili, kontrollü bir davranıştır" ifadesinde bundu.
-ÖNEMLİ OLAN ENERJİYİ ALGILARIYLA KANALİZE ETMESİ-
Psikolog Alp Ardıç, toplumumuzda hareketli çocuğun, hiperaktif ya da zeki olarak nitelendirildiğini, bunun ise yanlış bir kanı olduğuna değinerek "Çocukların hareketli olmasının bilenen zeka ile ilgisi yok, üstelik çocuklar zaten enerji doludur, önemli olan çocuğun, enerjisini algılarıyla doğru yöne kanalize etmesidir, davranış istemsiz ve kontrol edilemez bir şekilde ortaya çıkan aşırı bir hareketlilik şeklindeyse, hiperaktivite söz konusudur" şeklinde sözlerine devam etti.

-TEDAVİ YÖNTEMLERİ-

Aşırı vakalarda ilaç tedavisinin önerildiğini, daha normal durumlarda ise davranış kontrolü eğitimiyle tedavi yapıldığına değinen Ardıç, "Yüzde doksanında ilaç tedavisi gerekiyor, çünkü davranış dürtüsel ve bu ancak ilaçla kontrol altına alınabiliyor, davranış kontrol altına alındıktan sonra davranış kontrol eğitimiyle tedaviye devam ediyoruz" dedi. İlaçların her hangi bir yan etkisinin olmadığını söyleyen Ardıç, ilaçların sadece sakinlik ve uyku hali yarattığını bunun da istedikleri sonuç olduğunu belirterek, söz konusu ilaçların çocukların kişisel gelişimleri üzerinde olumsuz bir etkisinin olmadığını dile getirdi.

-EN ÖNEMLİ FAKTÖR AİLE-

Ailelerin öncelikle bu konuda mutlaka bir uzmandan yardım alması gerektiğine işaret eden Ardıç, şu önerilerde bulundu: "Öncelikle bir uzmandan mutlaka yardım istenmeli, bu süreçte ailenin de davranış kontrol eğitimi alması gerekir, öğrendiği davranış kontrolünü aile içerisinde uygulamalı yani aile "klasik koşullanma yöntemi' ile çocuğa verdiği görevler doğrultusunda ödül- ceza yöntemiyle çocuğun davranışlarını kontrol altına alamaya çalışmalı. Bu yöntem çocuk farkına varmadan uymasını sağlayacaktır." Bu süreçte en önemli faktörün aile olduğunu belirten Ardıç, "Aile çocuğu spor ve egzersizlere yönlendirmeli, özellikle toplu sportif aktiviteler çok etkili, bu şekilde çocuğun kontrolsüz olan gücü kontrol edilebilir" şeklinde konuştu.

2 Eylül 2010 Perşembe

Pirinç Kalp ve Kanser Hastalığına Karşı Koruyor

Yüksek oranda lif ve mineral içermesine karşın şeker oranı düşük olan siyah pirincin kalp hastalıklarına ve kansere karşı etkili olabileceği bildirildi.

İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, ABD'nin güneyinde yetiştirilen siyah pirinçten alınan lif örneklerini analiz eden bir grup bilim adamı, ürüne rengini veren ve hücre yenileme, yani antioksidan özelliği kazandıran antosiyaninler açısından çok zengin olduğunu gözlemledi.

pirinc preview Pirinç Kalp ve Kanser Hastalığına Karşı Koruyor

Louisiana Devlet Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmanın ekibindeki Doktor Zhimin Xu, sadece bir kaşık siyah pirinç kepeğinde dahi bir kaşık yabanmersinindekinden daha az şeker ama daha çok antosiyanin bulunduğunu söyledi. Doktor Zhimin Xu, bir zamanlar anavatanı olan Çin'de hükümdarların sofrasını süsleyen ve daha yeni yeni dünyadaki kullanımı yaygınlaşmaya başlayan siyah pirincin içerdiği lifler ve E vitamini açısından da zengin olduğunu belirtti.

Bilim adamları, bu ürünün, içerdiği zararlı molekülleri temizleyen antioksidanlar sayesinde damarların korunmasına yadımcı olabileceğinin ve kansere yol açan DNA bozulmasını önleyebileceğinin altını çizdi.

Stresten Kurtulmak İstiyorsanız Yoğurt Yiyin

Ramazan ayında tartışma ve kavga sayısında artış olduğunu belirten uzmanlar, iftar sonrası ya da sahurda tüketilecek yoğurdun stresi azaltacağını bildirdi.

546706_dstay

Türklere özgü bir besin maddesi olan yoğurdun Avrupa ve Amerika'da daha çok tüketildiğini belirten uzmanlar, "Yoğurt özellikle mide ülseri, ishal, prostat kanseri ve günlük yaşamı olumsuz etkileyen stresin en büyük ilacıdır" dediler.
Güçlü kalsiyum etkisi bulunan yoğurdun mikro organizmaları etkilediğini kaydeden uzmanlar, yazın artış gösteren ishalin önlenmesi ve tedavisinde, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde yoğurdun önemli bir yiyecek olduğunu söyledi.

Uzmanlar, "Yoğurdun beslenme ve sağlık üzerine etkileri var. Halkın bilinçlenmesi ile yoğurt tüketimi teşvik edilebilir. Yoğurtun tüketilmesi için meyveli yoğurt, meyve aromalı yoğurtlar çıkarılmıştır. Günlük hayatımızda sofradan hiç eksik edilmemesi gerekir. Yoğurt midede ülserin gelişimini önler. Kolesterol düzeyini azaltır. Yoğurtun ferahlatıcı özelliği olduğu için yatmadan önce yenildiğinde uykuyu getirir. Günlük hayatı olumsuz etkileyen stresi azaltmada etkili rolü vardır. Yoğurt maya enfeksiyonlarına karşı da etkili oluyor. Mide ülseri, ishal, kabızlık, prostat kanserine de iyi geldiği bilinmektedir" diye konuştular.

Ödem Hastalığına Karşı Kiraz Yiyin

Yaz mevsiminin sevilen meyvelerinden kiraz, böbreklerin ve karaciğerin toksik maddelerden arınmasına yardımcı oluyor.

Doktorlar bol bol yenilmesini söylüyor ve ödem hastalığına karşı önlem olduğunu belirtiyorlar.

546361_detay

Uzmanlar, kirazın vücuttaki ödemin atılmasını sağladığını söylüyor.

Bu nedenle bol bol tüketilmesi tavsiye ediliyor.